Makale Özeti:
|
Geleneksel Türk tiyatrosunun temel yapı taşlarında biri olan Ortaoyunu, metne bağlı olmadan doğaçlama olarak, seyircilerin çevrelediği palanga ya da meydan adı verilen dairesel ya da elips uzamlarda oynanan, içinde müzik, dans ve şarkılarında yer aldığı bir oyundur. Özellikle 1860’lı yıllarda İstanbul’da yazın açık, kışın ise kapalı uzamlarda büyük ilgi görür. Oyunlarda dekor olarak “yenidünya” adı verilen bir paravan ve “dükkân” adı verilen iki katlı bir kafes kullanılır. Başkişiler Kavuklu ve Pişekâr’dır. Her oyun, Osmanlı İmparatorluğu’ndaki çok kültürlü dokuyu yansıtır. Farklı meslek, yöre, kültür ve uluslara mensup kişilerin özellikleri ön plana çıkar. Kostümler ise kişilerin ait olduğu toplumsal sınıflar ve kişilikleri hakkında çok şey söyler. Oyunlar kendine özgü yapılarıyla giriş, muhavere, fasıl ve sonuç bölümlerinden oluşur. Gülme ögesi ise dil kazası ve yanlışları üzerinde yoğunlaşır. Kesin biçimini ve adını XIX. yüzyılda alan Ortaoyunu, “açık biçimli”, “göstermeci” bir komedi türüdür. Biz bu derleme çalışmasında, ortaoyununu yapısal, anlamsal ve izleksel bağlamda, genel kurucu öğeleriyle tanıtmayı amaçlıyoruz.
|