Makale Özeti:
|
Gerçeküstücü Fransız şair Paul Eluard’ın şiir deneyiminin derinliklerini incelemeyi amaçlayan bu çalışmamızda her şeyden önce, bu deneyimin tüm yalın söylemine karşın derin bir felsefi anlayışa dayandığını, bununla birlikte gerek çağın tarihsel koşullarından gerekse şairin özel yaşamından kaynaklanan nedenlerle kendine özgü bir yol izlediğini tematik yöntemle ortaya koymaya çalışacağız. Paul Eluard şiirinin bu iç kurgusunun derinliklerine inildikçe, belirli bir “kopuş” ve “süreklilik” bağlamında ilginç bir diyalektik temele dayandığını görürüz. Bu karşılıklı değişim, dönüşüm ve oluşum sürecinde varlık “çizgisel” değil “çevrimsel, döngüsel” bir gelişim izlemektedir. Ancak bu karşıtların birlikteliğinde, temelde Eluard’da asıl olan “Doğal akış” dediğimiz ve yaşamın ve varlığın, her türlü müdahale dışında esenlik, kendilik, doğallık ve uyum içinde akışını izlemesidir. Varlığın birliğinin temel kuralı olan bu ilk gerçeklik o halde her şeyden önce var olmanın tüm düzeylerini ortaya koyan felsefi daha doğrusu ontolojik bir şeydir. Oluşum dünyasında varlığın ilişki sorunsalı temelde işlenmesi gereken bir konudur onun şiirinde. Bu açıdan Eluard özellikle iletişim kanallarını sürekli açık tutmaktan yanadır zira bu her şeyin bir parçası ya da kısmı olan varlığın bütünlüğünün bir göstergesidir. Eluard’a göre, tutarlı bir bütünlük içerisinde yeniden kurma ya da yeniden inşa etme sürecinde varoluş daha doğrusu insan varlığı her tür oluşun tek ve sonsuz nedenidir. Bu anlamda Eluard insana sonsuz bir güven duyar. İnsan anlayışının kavrayabildiği ve yaratabildiği her şey aynı damardan beslenir ve insanın kanıyla, bedeniyle ve kendisini çevreleyen dünyasıyla aynı özdekten gelir.
|