image.jpg

Derginin Adı: MELİKŞAH ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ DERGİSİ
Cilt: 2012/1
Sayı: 1
Makale Başlık: GEN HUKUKUNUN DÜZENLENMESİ BAKIMINDAN İSVİÇRE ÖRNEĞİ VE 5977 SAYILI BİYOGÜVENLİK KANUNU
Makale Alternatif Dilde Başlık: Alternatif dilde başlık bulunmamaktadır. There is no article title in another language.)
Makale Eklenme Tarihi: 3.07.2015
Okunma Sayısı: 1
Makale Özeti: Bir çok ekonomik, sosyal, siyasi ve hukuki sonuçların doğmasına sebep olan, 18. ve 19. yüzyılda gerçekleşen sanayi devriminden sonra, günümüzde sessiz ve sedasız bir devrim daha gerçekleşmektedir. Sanayi devriminin neticelerini lehlerine değerlendirmesini iyi bilen batılı devletler, günümüzde katma değeri azalan ve kuru bir istihdam aracı olmaktan öteye gidemeyecek olan bu sanayi dallarını bir kenara itmeye başlamışlardır. Bunun yerine katma değeri yüksek ve stratejik, örneğin, gen teknolojisi, ilaç teknolojisi ve bilişim teknolojisi gibi, ilgi alanlarını ikame etmeye başlamışlardır. Bu değişimin ayak seslerini bir çok sanayileşmiş Avrupa ülkesinin, özellikle Almanya’nın tekstille ilgili faaliyetlerini büyük ölçüde gelişmekte olan ülkelere terk etmesinde görmüş idik. Günümüzde, ülkemizde bir otomobil fabrikasının kuruluyor veya kurulacak olması da katma değeri azalan bu alanın da yakın bir gelecekte gözden çıkarılacağı anlamına gelmektedir. Bilim ve teknoloji alanındaki bu çarpıcı gelişmelerin hukuki zemininin oluşturulması gerekliği de açıktır. Bir çok batılı ülkede bu zeminin hazır hale getirildiğini, kanun, yönetmelik ve diğer alt düzenlemelerin yapıldığını ve hatta yargı kararlarının ortaya çıktığını söylemek mümkündür. Ülkemiz açısından da son derece önemli olan bu alanların yasal bir düzenlemeye kavuşturulması en büyük temennilerimizdendi. Bunu yaparken, daha önce yaşanmış tecrübelerden, çıkarılan kanun ve diğer düzenlemelerden mutlaka yararlanılmasını zorunluluk olarak görmekteydik. Gen hukuku alanındaki düzenlemelerine yakından vâkıf olduğumuz Almanya ve İsviçre düzenlemelerinden, itibariyle sonraki olan ve özenle ve özellikle de Almanya’daki düzenlemeler dikkate alınarak hazırlandığını düşündüğümüz İsviçre’nin yasal düzenlemelerinin örnek alınmasının yararlı olacağını düşünmekteyiz. 26 Ekim 2009 tarihli Resmi Gazetede Gıda Ve Yem Amaçlı Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar Ve Ürünlerinin İthalatı, İşlenmesi, İhracatı, Kontrol Ve Denetimine Dair Yönetmelik’in yayınlanması bizlerde büyük bir hayal kırıklığı yaşatmıştır. Danıştayın, “bu tür hususların yönetmelikle düzenlenemeyeceğine ilişkin” kararının ardından, Biyogüvenlik Kanun Tasarısı Meclise sevkedilmiş ve 18 Mart 2010 tarihinde TBMM Genel Kurulunda kabul edilmiştir. Bu kanunun kabul edilerek1 yayınlanması ise bizlerde tam bir travmaya neden olmuştur: Çünkü öncelikli olarak, kanun tasarısının hiç ama hiçbir bilimsel platformda tartışılmasına imkan verilmediği gibi tasarı adeta kamuoyundan gizlenmiştir. İkinci olarak, genel kurulda, metin hakkında yeterli ve bilimsel eleştiriler ortaya konulamamıştır. Verilen önergelerle de tasarıdan belirli fıkralar çıkarılmış ve ülkemiz açısından asla yasalaşmaması gereken bir metin yasalaşmıştır. Genel Kurulda, biyogüvenlik kanun tasarısının görüşülmesi esnasında çiftçilerin kredi borçlarından, Çanakkale savaşı törenlerinin yapılmasına kadar bir çok ilgisiz konu dile getirilmiştir. Yine de kanunun yürürlüğü için öngörülen 6 aylık sürenin sonuna kadar yanlıştan dönülmesinin mümkün olması ise tesellimiz olmaktadır. Biyogüvenlik Kanunu, mevcut haliyle Gen Hukuku alanında yapılması gereken düzenlemelerin sadece bir bölümünü oluşturmaktadır. Yine de düzenlenmesi gereken alanlar mevcuttur. Bu tebliğimizde, gen hukukuna ilişkin yasal düzenlemelerin yapılmasında ne gibi bir yol izlenmesi gerektiğini ortaya koymaya çalışacağım. 1 16.03.2010 tarih ve 27533 sayılı RG. Gen Hukukunun Düzenlenmesi Bakımından İsviçre Örneği … 203 Avrupa Birliğinin gen teknolojisi alanında bir çok yönergesi bulunmaktadır2. Almanya’da mevcut düzenlemelerin sadece ismini zikredip, İsviçre’deki düzenlemeleri ana başlıkları ise sizlere aktarmak istiyorum.
Alternatif Dilde Özet: Alternatif dilde abstract bulunmamaktadır. (There is no abstract in another language.)