Derginin Adı:
|
International Journal of Languages' Education and Teaching
|
Cilt:
|
2015/3
|
Sayı:
|
3
|
Makale Başlık:
|
Perception and Expression of Emotionality In A Foreign Language and Implications For Language Teaching
|
Makale Alternatif Dilde Başlık:
|
Yabancı Dilde Duygusal Dil Algısı, İfade Edilmesi ve Dil Eğitimindeki Önemi
|
Makale Eklenme Tarihi:
|
12.02.2016
|
Okunma Sayısı:
|
1
|
Makale Özeti:
|
Emotions play a crucial role in our lives, and language is a means to enabling the perception and expression of emotions. Neurolinguistic and psycholinguistic research has thrown considerable light on our understanding of how emotions are verbalized. The question of how this process operates in the bilingual population has attracted the attention of many researchers recently. How are language learners acquainted with the emotional aspects of the language they learn later in life ? This topic has long been neglected in the field of bilingualism and foreign language teaching. Language learners get acquainted with emotionality in the target languge later in the learning process, leading to the underuse of the expressions of emotions in the classroom. Classroom teaching, in the classical sense, focuses on the linguistic features of the target language, thus leaving almost no place for emotional language in the classroom. It is therefore time to consider the role of neurolinguistic and psycholinguistic data in the design and implementation of teaching programs. This article considers ways to increase the involvement of emotions in the language classroom. Neurolinguistic and psycholinguistic research on bilingualism and emotions represents a considerable source of data for the language teaching profession.
|
Alternatif Dilde Özet:
|
Duygular insan yaşamında merkezi bir konumda yer almaktadır ve dil duyguların algılanması ve ifade edilmesinde büyük önem taşımaktadır. Duygular ve dil ilişkisini ortaya çıkarmak son zamanlarda yapılan beyindilbilimi ve psikodilbilim çalışmalarının başlıca konuları arasındadır. Bu sürecin iki dil bilen bireylerde nasıl gerçekleştiği de merak edilen konular arasındadır. Ancak, ikinci dilini anadilinden sonra öğrenen bireylerin o dildeki duygu dili ile karşılaşmaları ne zaman olmaktadır ? Edinilen bulgular ışığında dil ve duygular arasındaki ilişkinin dil öğretimi alanında da ele alınması gerekliliği ortaya çıkmıştır. Ancak, dil eğitimi alanında yapılan çalışmalarda dilin duygusallık boyutunun yeterince ele alınmadığı göze çarpmaktadır. Yabancı bir dili sınıf ortamında öğrenen bireylerin dilin duygu boyutu ile tanışmaları öğretim aşamalarında bir hayli geç yer almaktadır. Hedef dilin dilbilimsel özelliklerini öğretmek ve kullanılmasın sağlamak üzerine odaklanan eğitim bilimcilerin öğretim programlarını beyindilbilimi ve psikodilbilim alanından gelen veriler ışığında yeniden yapılandırmaları gerekmektedir. Bu çalışmada dilin duygu içeriğinin sınıf ortamında da kullanılması gerektiğine ilişkin öneriler ele alınacaktır. Beyindilbilimi ve psikodilbilim alanında ikidillilik ve duygular üzerine yapılan çalışmalardan elde edilen veriler dil eğitimcileri için önemli bir kaynak oluşturmaktadır.
|