image.jpg

Derginin Adı: Studies of The Ottoman Domain
Cilt: 2016/1
Sayı: 10
Makale Başlık: 1923 TÜRK-YUNAN NÜFUS MÜBADELESİ: ERKEN CUMHURİYET DÖNEMİNDE MODERN DEVLET PRATİKLERİ VE DÖNÜŞEN KİMLİKLER
Makale Alternatif Dilde Başlık: 1923 TURKISH - GREEK POPULATION CHANGE : MODERN STATE PRACTICES AND CHANGING IDENTITIES IN EARLY REPUBLICAN ERA
Makale Eklenme Tarihi: 5.05.2016
Okunma Sayısı: 1
Makale Özeti: Bu çalışmanın amacı, etkileri bugüne kadar güçlü bir şekilde devam eden 1923 Türk-Yunan nüfus mübadelesini incelemektir. Nüfus mübadelesini inceleyen bazı bilim insanları, Osmanlı coğrafyasında yeni ulus-devletlerin kuruluşuna vurgu yaparak “insanlık dramı” temasının üzerinde durmuşlardır. Bu tür tarihyazımı, imparatorluk sistemlerinin milliyetçilik, emperyalizm, modern savaşlar ve çeşitli antlaşmaların etkisi altında değiştiği ve dönüştüğü daha geniş bir panoramayı göz ardı ederek, nüfus mübadelesinin Müslümanlar ile gayrimüslimler arasında çok eskiye dayanan “ezeli nefretin” ürünü olduğu anlayışına dayanır. Bu makale “gözetleme” ve “yönetim zihniyeti” kavramlarına atıfta bulunarak, erken Cumhuriyet döneminde Türk yönetici elitlerinin göçmenlerin iskân ve nüfus hareketliliğini kontrol altına almak için uyguladıkları kanun ve düzenlemelere odaklanmaktadır. Bu çalışma, Giritli Müslüman mübadillerin “pasif aktörler” olmadıklarını iddia eder, çünkü Giritli Müslümanlar merkez ve yerel idarelere dilekçe göndermek yoluyla kendi taleplerini dile getirmiş ve aynı zamanda kendi stratejilerini belirlemişlerdir. Göçmenlerin bölgesel, kültürel ve dilsel farklılıklarına rağmen, tek parti rejiminin (1923-1946), göçmenleri Türk ulusal kimliğine entegre etmek için bazı girişimlerde bulunduğu ve çeşitli yöntemler uyguladığı unutulmamalıdır. Ayrıca bu makale, zorunlu göçün “travmatik hafızasının,” göçmenlerin kimliklerini ve kendilerini tanımlama biçimlerini nasıl şekillendirdiği sorusunu ele almaktadır. Milliyetçi anlatıya karşı kendini konumlandıran ve temel olarak Cumhuriyet Arşivleri ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Zabıt Ceridelerini kullanan bu çalışma, mübadillerin kendilerini nasıl tanımladıklarını incelemeyi ve Türk yönetiminin ideolojileri ve politikalarıyla nasıl bir ilişki geliştirdiklerini açıklamayı amaçlar.
Alternatif Dilde Özet: The aim of this article is to examine the Turkish-Greek population exchange in 1923 whose legacy remains strong to this day. Some scholars examining the population exchange emphasized the theme of “human tragedy” stressing the foundation of new nation-states in the Ottoman world. This sort of historiography is based on the notion that the population exchange is the product of an age-old “primordial hatreds” between the Muslims and non-Muslims, disregarding the wider panorama in which the imperial regimes were changing and transforming under the impact of nationalism, imperialism, modern wars, and various treaties. Referring to the concepts of “surveillance” and “governmentality”, this article focuses on laws and regulations that Turkish ruling elites applied in order to control the migrants’ settlement and mobility in the early Republican era. The article argues that Cretan Muslim exchangees were not “passive actors” since they voiced their own demands as well as devised their own strategies by petitioning the central and local authorities. One should not forget that despite spatial, cultural and linguistic variations of the migrants, the single-party rule made certain attempts and implemented various mechanisms to integrate them into the Turkish national identity. Moreover, the article deals with the question of how the “traumatic memory” of the forced migration shaped migrants’ identities and their self-identification. Positioning itself against nationalist narratives and using mainly the Turkish Rebuplican Archives and the minutes of the Turkish Grand National Assembly, this paper aims to analyze how these exchangees identify themselves and to illustrate what kind of a relationship they developed with the ideologies and policies of the Turkish regime

PDF Formatında İndir

Download PDF