Derginin Adı:
|
Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim (TEKE) Dergisi
|
Cilt:
|
2017/6
|
Sayı:
|
1
|
Makale Başlık:
|
BİLGE KAĞAN YAZITI’NDAKİ “kid(i)z k(ä)r(ä)kül(ü)g : b(ä)gl(ä)ri : bod(u)nı” İBARESI ÜZERİNE
|
Makale Alternatif Dilde Başlık:
|
A STUDY OF THE PHRASE, kid(i)z k(ä)r(ä)kül(ü)g: b(ä)gl(ä)ri: bod(u)nı, ON BILGE KHAGAN’S INSCRIPTION
|
Makale Eklenme Tarihi:
|
28.03.2017
|
Okunma Sayısı:
|
1
|
Makale Özeti:
|
Eski yazıtlardaki kelimeleri, cümleleri araştırırken o dönemin coğrafi özelliklerini, inanç sistemini ve bunların şekillendirdiği kültürü göz önünde bulundurmak oldukça önemlidir. Bazı ibareleri ve gelenek görenekleri araştırırken eski Türk kültüründen pek çok özelliği günümüze kadar taşımış olan Güney Sibirya Türkleri başta olmak üzere Orta Asya’daki Türklerin kültürleri ve dilleri bize yol gösterici olabilmektedir. Bu çalışmada da çağdaş Kazak kültürü ve dilindeki benzer örnekler dikkate alınarak Bilge Kağan Yazıtı’nın doğu yüzünün birinci satırındaki kid(i)z k(ä)r(ä)kül(ü)g ibaresi incelenmiştir. Çalışma gerçekleştirilirken önce konuyla ilgili yapılmış araştırmalar üzerinde durulmuş; ardından da Halil Açıkgöz’ün önerisi de dikkate alınarak kid(i)z k(ä)r(ä)kül(ü)g ibaresi, “keçe ile kerege ilişkisi gibi” yani “birbirlerine candan bağlı, etle tırnak gibi, bir birinden kopmayan” şeklinde anlamlandırılmıştır.
|
Alternatif Dilde Özet:
|
During the search for words or sentences in old inscriptions, it is quite important to take that period’s geographical features, belief system and culture into consideration. The cultures and language of Central Asian Turks, particularly Southern Siberian Turks, who brought many features of old Turkish culture to our era can be a guide for us to investigate some phrases, customs and traditions. This study examines the phrase kid(i)z k(ä)r(ä)kül(ü)g in the first line of the eastern side of Bilge Khagan Inscription taking similar examples in the modern Kazakh culture and language into account. During the research, the relevant previous studies were examined, then considering Halil Açıkgöz’s suggestion, the phase was interpreted as an analogy with the relationship between keçe and kerege, which means cordially interdependent, as close as two coats of paint or not drifting apart.
|