Makale Özeti:
|
Etimolojik kökeniyle Latince “Creare” sözcüğünden gelen yaratıcılık kavramının batı dillerindeki karşılığı “Kreativitaet, creativitiy”dir. Yaratmak, doğurmak, meydana getirmek, bulmak, keşfetmek anlamına gelen bu sözcük dinamik bir süreçtir. Yaratıcılık sınırları olmayan bir öğretidir; bilim ve meslekler üstü bir kurguya sahiptir. Duyguların, hayal gücünün, sezgilerin doğru bilgi ve motivasyonla birleşmesi anlamına gelen bu kavram, insanın doğası gereği yaratıcı olma özelliğine sahip olmasından dolayı hayatın her anında ve her yerdedir. Yaratıcılık aslında bir düşünme yöntemidir; bu nedenle kişiyi belli bir amaca ulaşmaya sürüklemektedir. Kavramlar ve algılar yardımıyla soyut ya da somut nesneler arasındaki ilişkiyi kavrayabilme, soyut düşünme, muhakeme etme ve bu zihinsel işlevleri uyumlu şekilde bir amaca yönelik olarak kullanabilme yetenekleri ise zekâ olarak adlandırılmaktadır. Tanımda dikkat çeken yetenek ifadesi ve zekâya ilişkin kuramların tümü zekânın geliştirilebilecek bir kapasite ya da potansiyel olduğu ve biyolojik temellerinin bulunduğu noktalarında birleşir. Buna göre zekâ, bireyin doğuştan sahip olduğu, kalıtımla kuşaktan kuşağa geçen ve merkez sinir sisteminin işlevlerini kapsayan; deneyim, öğrenme ve çevreden kaynaklanan etkenlerle biçimlenen bir bileşimdir. Bu çalışmada, yaratıcılık ve zekâ kavramından yola çıkılarak üstün yetenekli çocuklar içerisinde Sözel-Dil Yetenek alanında, diğer çocuklara göre üst düzeyde performans gösteren öğrencilerin yaratıcı yazma alanında belli bir eğitim aldıktan sonra başarı gösterebilecekleri ortaya konulmaya çalışılmıştır. Yaratıcı yazma alanında hazırlanan pek çok kaynak derlenerek üstün yetenekli çocuklara ve eğitimcilere önerilerde bulunulmuş ve faydalanabilecekleri kaynaklara atıflar yapılmıştır.
|