image.jpg

Derginin Adı: Karadeniz Araştırmaları Enstitüsü Dergisi
Cilt: 2015/1
Sayı: 1
Makale Başlık: TOPLUMSAL CİNSİYET BAĞLAMINDA OSMANLI HUKUKUNDA KADINDAN EŞKIYA OLUP OLAMAYACAĞINA DAİR BİR TARTIŞMA: HAVVA HATUN ÖRNEĞİ
Makale Alternatif Dilde Başlık: Alternatif dilde başlık bulunmamaktadır. There is no article title in another language.)
Makale Eklenme Tarihi: 22.09.2017
Okunma Sayısı: 1
Makale Özeti: Toplumsal olarak kurulmuş cinsiyetler üzerinden kadının özel alan ile eşleştirilmesi kadını ikincil, hatta mağdur hale getirmektedir. Bilhassa feminist teorinin toplumsal cinsiyet kavramı ekseninde değerlendirdiği bu olgunun modern zamanlarda birçok yansımasını görmek mümkündür. Bununla birlikte tarih araştırmalarında da işlevsel bir kavram olarak başvurulan toplumsal cinsiyet, bir takım nüansları gözden kaçırma riski taşımaktadır. 1632 tarihinde Trabzon’da eşkıyalık yapan, “sessiz kalabalığın” bir ferdi olan Havva Hatun ve altı cariyesinin durumu buna örnek gösterilebilir. Mahallesi ahalisine hayatı dar eden, ev basıp ev ahalisini balta ve nacaklar ile darp eden, evin duvarlarını yıkan, evden otuz top çadır, üç kılıç ve bir sepet sandık çalan Havva Hatun ve cariyeleri, mahkemenin çağrısına da uymayıp firar etmişlerdir. Kendisine yataklık yapan Sansar Hasan Beşe’nin yanına kaçan Havva Hatun’a dair bir daha haber alınamamıştır. Bugünkü algımızla kendisinden beklenmeyen ölçüde “kamusal” bir görünüm sergileyen Havva Hatun’un bu icraatlarının eşkıyalık sayılıp sayılmayacağı ise fıkıh açısından tartışmalıdır. İşte bu makalede, Trabzon şer‘iye sicillerinde karşılaştığımız Havva Hatun’un bu fiilleri ve kendisinin eşkıya sayılıp sayılamayacağı tartışması ekseninde, Osmanlı kadının dünyasına “bir pencere” açmaya gayret edilmektedir. Mahkemece kendisinin eşkıya olduğuna karar verilmesi halinde el ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi gereken Havva Hatun, bazı fakihlerin kadından eşkıya olamayacağı şeklindeki görüşleri nedeniyle eşkıya olarak addedilmezse bu cezadan kurtulacaktı. Belgelerimizde kendisinden eşkıya olarak değil de bizce benzer bir anlama sahip ama meseleyi yumuşatan bir semantiği olan “feşâr” kelimesinin kullanılması, Havva Hatun hakkındaki hükmü hafifletmiştir. Dolayısıyla benzer icraatların sahibi olan Avrupalı hemcinsleri cadılık ithamı ile katledilirken Havva Hatun sadece işlemiş olduğu suçların tek tek tazmini ile mükellef olacaktı. Bu durum ise Osmanlı hukukunun ve pratiğinin “ataerkil”liğe benzer bir bakış açısı olmakla birlikte, toplumsal cinsiyet üzerinden kadını sürekli mağdur eden bir yapısı olmadığını göstermektedir.
Alternatif Dilde Özet: Alternatif dilde abstract bulunmamaktadır. (There is no abstract in another language.)

PDF Formatında İndir

Download PDF