Makale Özeti:
|
Edebî eserlerin, dillerdeki söz varlığını tespit etmede oldukça önemli bir yere sahip olduğu bilinmektedir. Yazar ve şairler, ürettikleri çalışmalarda dilin kendilerine sunduğu olanaklardan yararlanarak dil birimlerini üslupları ve görüşleri çerçevesinde işlerler. Böylece edebî değeri olan eserler ortaya çıkarken araç olarak kullanılan dile ait malzemeler de sunulmuş olur. Bu eserlerde çoğu zaman yeni kullanımlarla söz dağarcığının genişletildiği ve zenginleştirildiği görülür. Dolayısıyla edebiyatla ilgilenen sanatçıların söz varlığı oluşumuna katkıları yadsınamaz. Bu çalışmada da Türk edebiyatının önemli isimlerinden ve daha çok öykücülüğüyle tanınmış Oktay Akbal, örnek olarak alınmış ve ömrünün sonuna kadar olmak üzere elli yılı aşkın bir süre yazı yazan Akbal’ın öyküleri, Türkçe Sözlük’e katkıları bakımından değerlendirilmiştir. Çalışma kapsamında yazarın öykülerinde kullandığı ancak Türkçe Sözlük’te yer bulamamış sözcükler (noktalaşmak, telaşçı vb.), sözcük öbekleri (sokaklık elbise, hayal yıkıntısı, yorgun ölgün, geceler gündüzler dolusu vb.), deyimler (göz kulak kesilmek, yüreğine soğuk sular boşanmak, kurası gelmek vb.) ile sözlükte yer almakla birlikte öykülerde farklı anlamlar ya da görevlerle kullanılan dil birimleri (bücür, bildik, uyuklamak, gürül gürül vb.) ve sözlükte anlamı verilmesine karşın örneklerle somutlaştırılmamış bazı madde başlarına uygun cümleler (fındıkçı: Baş örtülü taze tam fındıkçıydı, her defa bir başkasiyle; vergi: Bu konuda Zekâi beyin de kendine vergi ne güzel fikirleri vardı, ne eşsiz buluşları? vb.) incelenmektedir. Bu anlamda yeni kullanımların tespit edilmesiyle Türkçe sözlük çalışmalarına katkıda bulunulması hedeflenmiştir.
|