Makale Özeti:
|
İnsanlar, dil yetisi sayesinde dilsel ve edimsel ögeler olmak üzere iki temel unsuru içeren yetiyle iletişime geçerek bütünleşik bir sunum ortaya koymaktadır. Dilbilimsel olarak edimsel boyutlar edimbilimin temel inceleme basamaklarını meydana getirerek konuşmaları, belirli bir zamanda, belirli bir yerde, belirli kişinin veya kişilerin ifade şekillerine göre incelemektedir. Zaman, mekân, konuşmacı ve dinleyicinin yanı sıra konuşmacının niyeti, katılımcıların geçmiş bilgisi ve birbirleriyle olan ilişkileri ön plana çıkmaktadır. İfadelerin, tümce, sözcük ve konuşma bağlamına göre incelenmesi bu açıdan önem kazanarak konuşma esnasındaki ifadelerin anlamı, bir anlatımın içeriğine ve gönderime ilişkin yorumlamayla anlam kazanmakta ve iletişim sırasındaki anlam, büyük ölçüde edimbilimin ilgi alanına girmektedir. Son zamanlarda özellikle dil bilgisiyle olan ilişkisi üzerine fazla kafa yorulmakta ve aralarındaki özellikler açıklanmaya çalışılmaktadır. Biz de bu makalemizde yakın ilişki içinde olan bu iki dilbilim alanının özelliklerini ortaya koymaya çalışacağız. Edimbilimi, dil bilgisi ile beraber değerlendirebilmek için dil bilgisini, fonolojik, morfolojik, anlambilimsel ve sözdizimsel kurallar sistemi olarak anlamak ve dil bilgisini, iletişim sırasında edimbilim ilkeleriyle uygulanabilen çok soyut ve resmi bir kural sistemi olarak algılamak gerekir .Hâlbuki konuşmaların üretilmesi, anlaşılması ve kullanım özelliklerinin betimlenmesi ve kavramsallaştırılması somut bir şekilde anlaşılmamaktadır. Bu yüzden edimbilim, dili, kullanım ve bağlama göre inceleme fırsatı vererek bazı sözlü ve sözsüz işaretlerin kullanım özelliklerini toplumsal yapıya göre açığa çıkarmaktadır. Bu şekilde dil bilgisi, dillerdeki şekil ve biçim özelliğini gösterirken edimbilim kullanım ve işleyiş özellikleri üzerinde durmaktadır. Bu da her iki alana farklı değişkenleri de inceleme fırsatı vermektedir.
|