Makale Özeti:
|
Dil bilgisi, metin bilgisinden asla ayrı düşünülemez. Bir ifade, dil bilgisi kurallarıyla, metnin anlam bütünlüğünden ibarettir. Bir ifadenin doğru algılanması sadece dil bilgisine ya da sadece metin bilgisine bağlı kalamaz. Her ikisi birden ifadeyi karşılar. Bu durumda dil bilgisinin kendi kuralları, metin bilgisiyle kullanılırken toplum kültürüne ve kültürü taşıyan bireyin asıl anlatmak istediğini dil bilgisine göre biçimlendirmesine bağlıdır. Bu sonuçtan ortaya çıkan yepyeni kurallar zaman içinde dile yeni kurallar katar. Sezgisel olarak zihin bunları doğru kullanır, doğru algılanır ama kuralların yeniden dile katılması zaman alır. Türkçede “görünüş ve kılmış” geniş ve köklü bir konu iken maalesef yabancılara Türkçe öğretimi ders ve gramer kitaplarında yeterince kullanılmamıştır. Bu bağlamda şekillenen bu çalışmada, yabancılara Türkçe öğretiminde özellikle B2, Cl ve C2 seviyelerinde Türkçe öğretilirken toplum birikimlerine dayalı, kültür ile içi içe girmiş ve daha mecazi soyut anlamlar taşıyan görünüş ile kılınış konusunun öğretilmesinin gerekliliği örneklerle ortaya konulmuştur.
|