Derginin Adı:
|
Littera Turca Journal of Turkish Language and Literature
|
Cilt:
|
2018/4
|
Sayı:
|
3
|
Makale Başlık:
|
ATASÖZLERİ VE DEYİMLERİMİZDE DEVE
|
Makale Alternatif Dilde Başlık:
|
CAMEL IN OUR PHARESES AND PROVERBS
|
Makale Eklenme Tarihi:
|
20.02.2019
|
Okunma Sayısı:
|
1
|
Makale Özeti:
|
Deve, özellikle Araplar arasında büyük bir önem taşımaktadır ve sefinetü’s-sahra (çöl gemisi) olarak anılmaktadır. Arapların
deveye verdikleri bu önem, dillerindeki deve ile ilgili kelimelerden de anlaşılmaktadır. Bu anlamda Arapça, deve ile ilgili
kelimelerin sayısı bakımından oldukça zengin bir dildir. Hatta cahiliye devri şiirlerinin konularından biri de devedir. Hemen
her muallaka şairi, şiirinde deveden bahsetmiştir. Deve, kutsal kitaplarda da anılmıştır. Hz. Peygamber’in hayatının büyük bir
kısmı deve sırtında geçmiştir.
Araplar kadar olmasa da Türkler de deve yetiştirmiş ve taşımacılıkta develerden yararlanma yoluna gitmişlerdir. Ortaçağ’da,
ipek yolu üzerinde bulunan Türk ülkeleri deve kervanlarının geçtiği yerlere dönüşmüştür. Araplarda görülen kadın güzelliğini
deveye benzetme âdeti Türklerde de vardır. Yörükler, şişmanca güzel kadınları “maya (dişi deve)” benzetmesi ile
övmektedirler. Yine Araplar tarafından önem verilen kızıl develerin Türklerde de kıymetli olduğu görülmektedir. Dede Korkut
Hikâyeleri’nde “katar katar kızıl develer”, “şahbaz atlar su içtiği, kızıl develer gelip geçtiği su” gibi anlatımlar, kızıl develerin
Türklerdeki önemini göstermektedir.
Dîvânu Lügati’t-Türk’ten bu yana yazılan Türkçe eserlerde deve ile ilgili pek çok kelime ve tabirle karşılaşmaktayız. Bunların
bir kısmı sözlüklerde yer alsa da bir kısmı sözlü kültürde yaşamaktadır, bir kısmı ise kullanımdan düşmüştür. Özellikle deve
yetiştirilen bölgelerde deve ile ilgili birçok söyleyişle karşılaşmaktayız. Erkek deveye buğra veya buğur denilmektedir. Dede
Korkut Hikâyeleri’nde “bin maya görmemiş buğra” ifadesi ile erkek ve dişi deve için kullanılan kelimelerin ikisi bir arada
verilmiştir.
Devenin, Türk atasözleri ve deyimlerinde de önemli bir yer teşkil ettiği görülmektedir. İnsanımız, sosyal yaşamdaki birçok
konuyu ve sorunu deve üzerine kurulan bu kalıplaşmış sözlerle ifade etme yolunu tercih etmiştir. Gerekli niteliklerden yoksun
olan kişinin durumu için “Deve Kâbe’ye gitmekle hacı olmaz.”, herkesin gözü önünde gerçekleşen büyük bir olayı gizlemeye
çalışmanın yararsız oluşu da “Deveye bindikten sonra çalı ardına gizlenilmez.” şeklindeki ifadesi bunların sadece birkaçıdır.
Bu çalışma ile kültürümüzde deveye dair atasözleri ve deyimler tespit edildikten sonra bunların konularına göre tasnifi
yapılacak ve anlamları üzerinde durulacaktır.
|
Alternatif Dilde Özet:
|
Camel has a special place among Arabs and it is recognized as the ship of the desert (sefinetü’s-sahara). The importance
that Arabs give to the camel is also seen in the camel related vocabulary in their language. In this sense, Arabic is quite rich
in terms of the number of vocabulary about camel. Moreover, one of the main themes of the pre-Islamic age poetry is the
camel. Almost every muallaka poet wrote about the camel. Camel is also mentioned in the holy books. The Prophet also
spent a most of his life on camel.
Turkish people also raised camels and used them for transportation although not as much as Arabs. In the Middle Ages,
Turkish countries located on the silk road turned into places through which camel trains passed. The idea of expressing
female beauty in association with the characteristics of camel is a common trait among Arabs and Turks. Yoruks praise the
beautiful plump women by comparing them to “maya” (female camel). Furthermore, the scarlet camel is as much valuable
among Turks as among Arabs. The expressions in the Dede Qorqut Epic, such as “convoy of scarlet camels”, “The water that
versatile horses drink, the scarlet camels pass through” show the importance of the scarlet camels in Turkish culture.
There have been many words and phrases related to the camel in Turkish texts written since the Divanu Lügati’t Türk.
Although some of them have survived in the written literature, some of them are only used in oral culture or have been
discarded completely. There are still many phrases about camels especially around the places where camels are raised. The
adult male camel is called “buğra” or “buğur”. The statement “the buğra that has never seen a maya” in Dede Qorqut Epic
shows the gender based expressions in Turkish culture.
It is clear that camel has a significant place in Turkish phrases and proverbs. The society has chosen to express many social
issues and problems by using stereotyped expressions based on camels. For instance, “The camel does not become a Pilgrim
by going to Kaaba” is used to express the lack of necessary features while “You can’t hide behind the bush when you are on
a camel” is used to express the pointlessness to hide something that happened in front of the people.
This study will identify the phrases and proverbs related to the camel, classify them in terms of their subject and present
discussions on their meanings.
|