Makale Özeti:
|
Öz: Edgar Allan Poe’nun 1841 yılında yazdığı “Morg Sokağı
Cinayetleri” adlı yapıtı dünya yazınında ilk polisiye roman olarak kabul
edilir. Daha sonra, Arthur Conan Doyle’un Sherlock Holmes tiplemesi ilk
özel dedektif olarak değerlendirilir. Polisiye roman, dünyada en çok
okunan tür olmasına karşın, çoğu yazın adamı tarafından yazınsal tür
olarak kabul edilmez. Türk yazınında ilk çeviri polisiye roman, Ahmet
Münif’in, 1881’de, Ponson du Terrail’in Les Tragédies (ou drames) de
Paris adlı yapıtını Paris Faciaları adıyla yaptığı çeviridir. Üç yıl sonra
Ahmet Mithat Efendi ilk yerli polisiye romanı Esrâr-ı Cinâyât’ı yazar.
Tür, Osmanlı devletinin yıkılma aşamasında olmasından dolayı gelişim
gösteremez, varlığını sürdürmekle yetinir. Batı yazınının etkisiyle
ülkemize giren polisiye roman, Türk yazın geleneğinde yeni bir türdür.
130 yıllık kısa geçmişine karşın, son yıllarda, önemli başarılar göstererek
Türk yazınında yeni, ancak çok önemli bir yer edinmiştir. 1980’li yıllara
kadar konu sıkıntısı çeken Türk polisiye romanı, toplumun yaşam tarzının
değişmesi, suç çeşitliliği ve oranının artmasıyla, derin devletten teröre,
uyuşturucu kaçakçılığından karanlık cinayetlere kadar farklı konulara
değinmeye başlamıştır. Özel televizyon kanallarının ortaya çıkışı ile
miras, aile içi infaz, mafya, alacak-verecek sorunu gibi farklı konulara da
değinilmeye başlamıştır. Son dönemde bazı polisiye roman yazarlarının
yapıtları yabancı dillere çevrilmiştir. Yeni nesil polisiye roman yazarları
sayesinde Türk polisiye romanı dünyaya açılma olanağı bulmaktadır.
|