Makale Özeti:
|
Öz: Aşk olgusu edebi eserlerin estetik düzleminde zamansal
açıdan iki şekilde yansıma alanı bulur. İlk şekilde aşk, estetik
düzlemin başından sonuna kadar herhangi bir değişikliğe uğramaz
veya sadece nicel değişime uğrar ve “nesne”sinde (birey, vatan
veya aşkın bir varlık) bir sapma olmaz. Bu tür aşka, durağan aşk
diyebiliriz. İkinci şekilde ise aşk, estetik düzlem içerisinde nitel bir
değişime uğrayarak “nesne”sini de değiştirir ve böylelikle de
devingenleşmiş olur. Bu tür aşka da devingen aşk diyebiliriz.
Durağan aşk, çoğunlukla estetik düzleminde herhangi bir devinim
imkânı olmayan şiirsel metinlerde; devingen aşk ise çoğunlukla
devinimin başat bir unsur olduğu anlatısal metinlerde ortaya çıkar.
Ayrıca devingen aşkın yönü, genel olarak, bireysel (cinsel) aşktan
kendisine kutsiyet atfedilen aşklara, vatani veya ilahi aşka
doğrudur. Özellikle geleneksel ve dini metinlerin söylemleri
çerçevesinde oluşturulmuş veya toplumsal hayatın katostrofik bir
süreç içerisinden “kurtuluş”a erdiği dönemlerde kaleme alınmış
edebi eserlerde devingen aşkın varlığına şahit oluruz. Bu
incelemede, devingen aşkın anlatısal bir metnin kurgusunda ne
şekilde somutlaşabileceğini gözlemleyebilmek amacıyla Mehmet
Rauf’un Halâs romanını aşk olgusu çerçevesinde ele alacağız.
|