Makale Özeti:
|
Soğuk Savaş yıllarında daha çok askeri araçlarla gündeme gelen devletlerarası güç ilişkileri söz konusu dönem sonrası ciddi bir dönüşüme uğramıştır. Özellikle enerji kaynaklarının keşfedilmesi ve bu kaynakların belirlenen rotalarla optimum düzeyde taşınması, günümüzde devletlerin etki kapasitesini belirleyen faktörlerin başında gelmektedir. Dolayısıyla devletler ile ilgili analizlerde başvurulan jeopolitik yaklaşımlar ile birlikte son yıllarda ekonomik faktörlerin uluslararası ilişkilerde etkin olduğu, bu bağlamda bir güç unsuru olarak ekonomik araçların kullanıldığı jeoekonominin hâkim olduğu bir dönemden de bahsetmek mümkündür. Bu çalışmada, Arktika ve Doğu Akdeniz bölgelerinde enerji kaynaklarının keşfedilmesiyle birlikte salt jeopolitik değerlendirmelerin yanı sıra bölgedeki aktörler arasında jeoekonomik perspektifin de etkili olabildiğine değinilmektedir. Çalışmada, Arktik Konseyi üyesi devletlerin bölge ile ilgili ulusal strateji belgeleri ve bölgedeki enerji kaynaklarına dair değerlendirmeler ile Doğu Akdeniz’de enerji keşifleri ve ikili anlaşmalar dikkate alınarak doküman analizi yöntemi kullanılmaktadır. Jeoekonomik yaklaşım ışığında, her iki bölgede güç politikalarının tercih edilmesiyle ortaya çıkan katı rekabetin yanı sıra, ekonomik fırsatlar sayesinde aktörler arasında karşılıklı kazanımların/çıkarların önemsendiği bir işbirliği sürecine de yer verilebileceği iddia edilmektedir. Bu bağlamda, ilgili aktörler arasında rekabet ve çatışma potansiyelinin yanı sıra, işbirliğinin de mümkün olabileceğinden bahsedilmektedir. Sonuç olarak, Arktika ve Doğu Akdeniz’de aktörler arasında jeopolitik rekabetin etkisi yadsınmamakla birlikte, devletlerarası işbirliği olanağının yer aldığı jeoekonomik yaklaşımın da etkili olduğu iddia edilmektedir.
|