Makale Özeti:
|
Bilim ve teknolojinin büyük bir ivmeyle geliştiği 21. Yüzyıl, önceki yüzyıldan tevarüs eden küreselleşmenin de etkisiyle insanlar arasında fiziksel ve sosyal mesafeleri iyice geçirgen hale getirmiştir. Herkesin her şeyden haberdar olduğu böyle bir çağda sadece olumlu olan gelişmeler değil, insanlık için olumsuz olabilecek her türlü bilgi, inanç ve eylem de anında tüm dünyaya yayılmakta ve yaygınlaşabilmektedir. Örneğin tüketim, bencillik, özbeğeni, gösteriş, kibir, aşağılama, alay etme gibi insani değerlerle örtüşmeyen tutum ve davranışların özellikle gençler arasında benimsenmesi endişe vericidir. Teknolojinin kucağına doğan Z neslinin, teknoloji karşısında savunmasız ve onun zararlarına daha açık olduğu bir gerçektir. Teknoloji ve enformasyon çağı olarak da nitelendirilen günümüz dünyasında gençler, internet aracılığıyla her türlü yazılı ve görsel bilgi kirliliğine de maruz kalabilmektedir. Üstelik bu durum gençlerde zaman ve enerji israfı, tüketim alışkanlığı, bağımlılık, değerlerden uzaklaşma, yabancılaşma, aidiyet sorunu, doyumsuzluk gibi olumsuz tutum ve davranışların ortaya çıkmasına zemin hazırlamaktadır. Bu nedenle içinde bulunduğumuz çağ gençleri sadece zihinsel olarak değil aynı zamanda ruhsal açıdan da kirletmektedir. İnsanın maddi ve manevi boyutunun sağlıklı ve uygun şekilde tatmin edilememesinin faturasını sadece bireyin kendisi değil toplumlar da ödemek zorunda kalır. Bu nedenle yeni yetişen neslin eğitimi başta aile olmak üzere eğitimciler, sivil toplum kuruluşları ve toplumun tümünün üzerine bir vazifedir. Gençleri tüm bu menfi gidişattan koruyabilmek ve sağlıklı bir birey olarak topluma katılımlarını sağlayabilmek için atılması gereken ilk ve en önemli adımlardan biri şüphesiz onların değer sahibi olarak yetişmeleridir. Zira değerler, bir gencin kişilikli, ahlaklı, sorumluluk sahibi, ötekine ve çevresine duyarlı, dünyada kendi anlamını ve önemini keşfetmiş bir yetişkin olarak var olabilmesinin önkoşuludur. Dolayısıyla geleceğin teminatı olan gençlerin sahip olduğu manevi-insani değerlerin bilinmesi bugün ve gelecek adına öngörüde bulunabilme ve gerekli tedbirleri alabilme konusunda yetişkinlere fikir verebilecektir. Bu çalışmanın amacı; lise gençlerinin sahip olduğu manevi-insani değer eğilimlerini tespit etmektir. Araştırma Sinop ilinde 2019-2020 eğitim öğretim yılında farklı tür liselerde öğrenim gören toplam 450 öğrenci üzerinde yapılmıştır. Nicel araştırma yöntemlerinden anket ve ölçek yolu ile toplanan araştırma verileri, yaş, cinsiyet, sınıf, ekonomik durum, başarı algısı, aile yapısı, aile tutum algısı, sosyal medya kullanım süresi ve sosyal medya kullanım amacı değişkenlerine göre incelenmiştir. Araştırma sonucuna göre öğrenciler en yüksek puan ortalamasını (4.28) manevi değerlerden, en düşük puan ortalamasını ise (3.19) saygı değerinden almıştır. Manevi-insani değerler eğilimi ölçeğinin bütün boyutları arasında pozitif yönde bir korelasyon çıkmıştır. Normal dağılım göstermeyen ölçeğin analizinde non-parametrik testlerden Mann Witney U- Testi ve Kruskal Wallis H- Testi kullanılmıştır. Söz konusu test sonuçlarına göre ölçeğin alt boyutları olan manevi değerler, sevgi, saygı ve duyarlılık puan ortalaması ile cinsiyet, yaş, başarı algısı, aile tutum algısı, sosyal medya kullanımı süresi ve sosyal medya kullanım amacı değişkenleri arasında p>0.05 olduğu için anlamlı bir ilişki çıkmamıştır. Ancak örneklem grubuna ait manevi değerler eğilimi puan ortalaması ile okul türü, anne eğitimi ve baba eğitimi arasında; sevgi değeri puan ortalaması ile okul türü değişkeni arasında; saygı değeri puan ortalaması ile sınıf, okul türü, algılanan ekonomik durum ve anne eğitimi arasında; duyarlılık değeri puan ortalaması ile de aile yapısı değişkeni arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur (p<0.05).
|