Derginin Adı:
|
Littera Turca Journal of Turkish Language and Literature
|
Cilt:
|
2020/6
|
Sayı:
|
4
|
Makale Başlık:
|
AKKİRMANLI NAKŞÎ ALİ EFENDİ'NİN ESRÂR-NÂME'SİNDE YER ALAN Mİ‘RÂCİYYE MANZUMELERİ
|
Makale Alternatif Dilde Başlık:
|
MI‘RÂCIYYA POEMS IN AKKIRMANLI NAKŞÎ ALI EFENDI’S ESRÂR-NÂME
|
Makale Eklenme Tarihi:
|
6.03.2021
|
Okunma Sayısı:
|
0
|
Makale Özeti:
|
İslâmî edebiyatta Allâhü Teâlâ’nın zâtından sonra en çok sevilen isim şüphesiz dinin son temsilcisi Hz.
Peygamber gelmektedir. O’nun doğumu, nübüvveti, nübüvveti esnasında yaşanılan İlâhî hâdise ve vakalar,
gazâları gibi mübarek hayatının önemli kısımlarını teşkil eden bazı dönüm noktaları olmuştur. Bir gece Mescid-i
Haram’dan Mescid-i Aksâ’ya oradan Sidretü’l-müntehâ’ya yaptığı yolculuğu ihtiva eden Mi‘râc olayı da
bunlardan birisidir. Bu olay, Türk-İslâm medeniyetine mensup şair ve yazarlar tarafından yazıya dökülmüş,
birbirinden kıymetli, eşsiz edebî metinler telif edilmiştir. Bu ilgiye mazhar olmuş şairlerden biri de Akkirmanlı
Nakşî Ali Efendi’dir.
XVII. asrın Tekke-Tasavvuf edebiyatı, şair ve nasirlerinden Nakşî Ali Akkirmânî (ö. 1065/1655), üçü manzum biri
mensur olmak üzere dört eser kaleme almıştır. Bu eserlerden mensur olanı Esrâr-nâme’de akıl, fikir, ruh ve
kalbin faziletleri, seyr ü sülûk kavramının mahiyeti, insan-ı kâmil olmanın yolları, zâhir ve bâtın ilimlerini
öğrenmenin hikmetleri gibi pek çok dinî-tasavvufî konuya yer vermiştir. Yazarın söz konusu eserinin başında bir,
sonunda ise iki adet mi‘râciyye manzumesi vardır. Manzumelerden ikisi Nakşî Ali Efendi’ye, diğeri ise müstensihe
aittir. Her üç mi‘râciyye de sade bir üslûpla kaleme alınmış olup cennet tasvirleri, Hz. Peygamber’in o gece
gökyüzüne çıkması, karşılaştığı durumlar ve sonrasında yaşadıklarını konu edinmektedir. Bu yazıda Nakşî Ali
Efendi’nin şahsiyetiyle beraber bahis konusu edilen üç mi‘râciyye manzumesi ayrıntılı olarak tanıtılmaya
çalışılacaktır.
|
Alternatif Dilde Özet:
|
The second most beloved figure after Allah (swt) in Islamic literature is indeed the Prophet Muhammad, the last
Prophet of Islam. The milestones throughout his life were important moments such as his birth, prophecy,
several divine incidents and sequences during his prophecy and holy wars. The Mi’rac incident, through which
he travelled from Masjid al-Haram to Masjid al-Aqsa and from there to Sidrat al-Muntaha at a night is one of
these holy incidents. Numerous literary works have been published about this incident in the Turkish-Islamic
civilization. One of these works was written by Akkirmanli Nakşî Ali Efendi.
The 17th
-century poet and editor, who was a member of Sufi literature, Akkirmanli Nakşî Ali Efendi (d. 1655)
composed three poets and one prose. Among these, in his prosaic work, the Esrâr-nâme, he discusses several
religious-mystical subjects such as the virtues of reason, idea, spirit and heart, the nature of the concept of Sayr
u Sulûk, the methods of becoming the mature human and the wisdom in acquiring knowledge of bâtin and
dhahir. The author has one mi’râciyya poem at the beginning and two poems in the end of Esrâr-nâme. Two
poems belong to Nakşî Ali Efendi and the other belongs to the transcriber. Every three mi‘râciyya is also written
out with a plain language and talks about heaven depictions, Prophet Muhammad’s ascending to the sky at this
Mi’rac night, events he experienced there and afterwards. This article tries to introduce the three mi’râciyya
poems and the personality of Nakşî Ali Efendi in detail.
|