Makale Özeti:
|
Demon, Rus edebiyatının isyankar dehası olarak kabul edilen Mihail Yuryeviç
Lermontov’un (1814-1841) yirmi yedi yıllık kısa yaşamının on yılı boyunca üzerinde çalıştığı
eseridir. Eserin ana teması ilk bakışta İncil’de geçen düşmüş melek, cennetten kovulan
şeytanın dünyevi aşkla yeniden doğmaya dayanan ancak yenilgiyle sonlanan yaşamından
bir kesite dayanıyor gibi görünür. Zira insan ve şeytanın yolu ilk günahla kesişir ve şeytan,
Âdem ile Havva’nın bilgi ağacı meyvesini yemesini sağlayarak insanoğlunun dünyevi
yaşamını başlatır. İnsan, cennetten kovularak dünya denen “gözyaşı vadisine” gönderilir.
Tanrısal yaratımın tacı olan insan ile isyandan önce baş melek olan bu iki varlığın beraber
girdikleri düşüş yolu, eserde kurtuluş yolu ile bir kez daha kesişir. Ancak detaylı bir
inceleme, eserin bu dar çerçeveye yerleştirilmesinin düşünsel, toplumsal-politik içeriğini
kısırlaştırdığını gözler önüne serer. İncil teması burada felsefi açıdan anlamlı bir çatışmayı
kapsayan dışsal bir çerçeve olarak yer alır. Zira eser; yazar ve kahraman özdeşliğinde
Lermontov’un içinde yaşadığı çağ ve evrene yönelik bireysel dünya duyumsayışına dair
derin izler barındırır. 1830’lu yıllar Rusya’sında birey ve toplumsal yapı arasındaki çelişkiler
keskinleşir. Bireyin kendini gerçekleştirme imkânının olmadığı toplumsal gerçeklik,
Lermontov ve kahramanı Demon için sürgün bir ruh olarak dolaştıkları gözyaşı vadisini
sembolize eder. Çalışmamız kapsamında bu sonuca Lermontov’un Demon adlı eseri
bağlamında dünya denen gözyaşı vadisinde şeytanın yazgısı, yazar-kahraman ve gözyaşı
vadisinin Lermontov için mekânı olan Çar I. Nikolay Rusya’sı ekseninde incelenmesi
yapılarak ulaşılmıştır. Kahraman ile yazar arasında özdeşlik kurma noktasından hareket
edilmiş, değerlendirmeler dini ve toplumsal çerçeveden iki farklı yaklaşımla
gerçekleştirilmiştir.
|
Alternatif Dilde Özet:
|
Demon, the poem of Mikhail Yuryevich Lermontov (1814-1841), often who is regarded
as rebellious genius of Russian literature, took ten years of the writer’s short twenty-sevenyear life to complete. The main theme of the work, at first glance, seems to be based on a
fragment of the life of the fallen angel, who was expelled from heaven, based on rebirth with
earthly love but that ends in defeat. When the man and the devil’s paths crossover in the original sin, the devil initiates the earthly life of man by making Adam and Eve eat the fruit
of the tree of knowledge. Man is expelled from heaven and sent to the "valley of tears" called
earth. The paths of the downfall of these two beings, of man, who is the crown of divine
creation, and the one who was an archangel before the rebellion, coincides once again with
the path of salvation in the work. However, a detailed examination reveals that placing the
work in this narrow frame weakens its intellectual, socio-political content. The biblical theme
functions here as an external framework which encompasses a philosophically meaningful
conflict. Moreover, the work, due to the close identity between the author and protagonist,
contains deep traces of Lermontov's individual sense of the world towards the period and
the universe that he lived in. In Russia of the 1830s, the contradictions between the
individual and the social structure deteriorated. The social reality, in which the individual
has no opportunity to realize himself, symbolizes the valley of tears where Lermontov and
his protagonist demon wander as exiled spirits. Within the scope of our study of
Lermontov's Demon, the conclusion was reached by examining the fate of the devilin the
valley of tears called the world, the writer-hero and Russia of Tsar Nicholas I as the valley of
tearsforLermontov. Having started from establishing an identity between the protagonist
and the author, the two different approaches within a religious and social framework are
used to carry out the evaluations.
|