image.jpg

Derginin Adı: Celal Bayar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi
Cilt: 2014/12
Sayı: 1
Makale Başlık: OTOBİYOGRAFİ VE PAUL RICOEUR: TARİHSEL ANLATIDA ZAMANIN BİÇİMLENDİRİLMESİ
Makale Alternatif Dilde Başlık: AUTOBIOGRAPHY AND PAUL RICOEUR: CONFIGURATION OF TIME IN HISTORICAL NARRATIVE
Makale Eklenme Tarihi: 1.04.2014
Okunma Sayısı: 8
Makale Özeti: Yazınsal bir anlatı türü olarak otobiyografi, tarih ve kurmacanın kesiştiği bir alanda konumlanır. Otobiyografi gerçek bir geçmiş zamana göndermede bulunması ile tarih yazımına, ancak gerçek bir geçmişi biçimlendirirken öyküleme stratejileri kullanması bakımından ise kurmacaya yakındır. Tarih ve kurmaca arasında bir nevi geçişkenlik arz eden bu yazın türü anlatı biçimi içerisinde özgün zaman deneyimini yapılandırmakta ve yaşantılanan zamanı anlatının biçimlendirici ilkesine tabi kılmaktadır. Paul Ricoeur, anlatıların birey ve toplulukların deneyimlerini zamansal olarak biçimlendirmesi ilkesi üzerine kaleme aldığı Zaman ve Anlatı başlıklı dört ciltlik hacimli yapıtında, bir yandan tarih yazımı ve kurmaca arasındaki koşutlukları irdelemiş; diğer yandan da bu iki anlatı biçiminin zamanı biçimlendirme süreçlerindeki farkları felsefe ve anlatıbilim çerçevesi içerisinde ele almıştır. Ricoeur tarihsel ve kurmaca metinlerdeki zamansallığı inceleyebilmek için anlatı yapısını olay örgüsü, mimesis (eylemin taklidi) ve özgün bir deneyimin yeniden-biçimlendirilmesi kavramlarını temele alarak değerlendirir. Bu çalışma esasen Ricoeur’ün anlatının zamansal işlevleri üzerine ortaya koyduğu yapıtında tarih ve kurmaca üzerine yaptığı tespitlerin otobiyografi için de geçerli olduğunu ileri sürmektedir. Buna göre, otobiyografi insan eylemlerinin zamana tabi olması kadar anlatıların zamanı yeniden yapılandırma potansiyeli ilkesince de kişilere geçmişteki eylemlerini anlamlandırıp kendilerini oluşturma yetisi kazandırmaktadır.
Alternatif Dilde Özet: Autobiography, as a literary narrative, is located within the intersection zone between history and fiction. Autobiography is close to historiography due to its reference to an actual past, and it is also close to fiction due to its use of narrative strategies while shaping the past in retrospect. This literary genre, which presents a sort of transitivity between history and fiction, structures authentic time experience within the narrative form, and it subjects lived time to the formative principle of narrative. Paul Ricoeur’s voluminous work, titled Time and Narrative, is mainly concerned with the principle that narratives configure individual and collective experience temporally. In this work he scrutinizes the parallelisms between historiography and fiction on the one hand; and examines the differences between these two narrative forms as to the procedures of configuring time within the framework of philosophy and narratology on the other. Ricoeur evaluates narrative structure in terms of plot, mimesis and re-figuration of authentic experience so as to investigate temporality in historical and fictional texts. This study principally claims that Ricoeur’s remarks in his work concerning the temporal functions of narratives in both history and fiction also hold true for autobiographical narratives. Accordingly, autobiography grants individuals the power to interpret past actions and to form their selfhood depending on the principles that human actions take place in time and that narratives have the potential to re-structure time.

PDF Formatında İndir

Download PDF