Makale Özeti:
|
Arastırmanın Temelleri: Modernlesmenin ileri asamalarında kır-kent ayrımı ortadan
kalkarak, kentsel yasam tüm toplumsal iliskileri kusatır hale gelmistir. Günümüzde toplum hakkında
konusmak, bir anlamda kentsel yasam hakkında konusmaktır. Bu olgu, kent çözümlemelerini
sosyolojik ilginin merkezine yerlestirmistir.
Arastırmanın Amacı: Bu makalede, 20. yüzyıl sosyoloji yazınından hareketle, modern
kentlerde toplumsallık biçiminin, toplumsal iliskilerin ve yasam biçiminin dönüsümü irdelenmektedir.
Kentsel yasamda ahlakın durumu ve toplulukların degisen islevi çalısmanın temel eksenini
olusturmaktadır.
Veri Kaynakları: Çalısmanın çerçevesini Wirth, Simmel, Sennett ve Bauman’ın gibi
sosyologların kentsel yasam çözümlemelerinde ortaya koydukları gözlemleri ve tezleri
olusturmaktadır. Bu sosyologların konu hakkındaki çalısmaları birincil veri kaynaklarımızı
olusturmaktadır. Ayrıca bu sosyologların düsüncelerinin aktarıldıgı, tanıtıldıgı ve elestirildigi ikincil
metinlerden de yararlanılmıstır.
Ana Tartısma ve Sonuçlar: 20. yüzyılın baslarında, geleneksel toplumsal iliskilerin modern
ketlerde çözülmeye basladıgı gözlemlenmekteydi. Sosyologlar bu durumu, “topluluk kaybı” ve
“anonimlesme”ye dogru hızlı bir yönelim olarak degerlendirmislerdir. Oysa 20. yüzyılın ortalarından
itibaren kentsel yasamda yeni birincil iliskilerin ve yeni topluluk biçimlerinin ortaya çıktıgı
görülmüstür. Toplumun bütüncül olarak kentlilesmesi, klasik sosyolojide farklı zamanların ve farklı
mekânların toplumsallık biçimi olarak kavramlastırılan “toplum” ve “topluluk”u iç içe geçirmistir.
Böylece Simmel ve Wirth gibi klasik sosyologların topluluk kaybı ve anonimlesme elestirilerinin asırı
beklentiler içerdigi ortaya çıkmıstır. Kentsel yasamda yeni toplulukların ortaya çıkısı, sosyolojide
“kamusal alanın çöküsü” (Sennett) kaygısına neden olmustur. 20. yüzyılın sonlarında ise “gayrı
sahsilesme” ve “topluluklasma” kentselligin farklı ihtiyaçlarına cevap veren bir arada bulunması
mümkün toplumsal yapılar olarak degerlendirilmeye baslanmıstır (Bauman). Günümüz kentleri, gayrı
sahsi (anonim) iliskilerin ve yabancıların etik mekânı oldugu kadar, bunlardan uzak duranların
topluluk arayıslarına cevap veren bir ahlaki (moral) mekânı olarak görülebilir. Kent sosyolojisinin
sorunu, klasik sosyolojinin kullanmıs oldugu kır-kent, topluluk-toplum gibi kavramları kendilerine
yüklenen düalist anlamlardan kurtararak günümüz kosullarına uygun biçimde yeniden tanımlamaktır.
Klasik sosyolojinin kullanmıs oldugu kır-kent, topluluk-toplum gibi kavramları kendilerine yüklenen
düalist anlamlardan kurtararak günümüz kosullarına uygun biçimde yeniden tanımlamak kent
sosyolojisinin önemli bir problemi haline gelmistir.
|