Makale Özeti:
|
Bu makalede, Irak(Körfez) Savaşı’nın Ortadoğu denkleminde yarattığı bölgesel düzeyli bazı sosyo-politik sonuçlarla, petrol jeopolitiğinin yarattığı uluslar arası çatışma ve gerginliklerin global siyasette meydana getirdiği iki önemli sonucu üzerinde duracağım. Temek iki savımı da oluşturan bu sonuçlar, Ortadoğu’nun gelecekteki küresel politik oluşumlara yapacağı Milletlerin Geleceği etkilerin izdüşümlerini de belirleyecektir. Söz konusu savlarım;
1-Körfez savaşı, sadece bölgesel ağırlıklı bir çatışma alanıyla sınırlı tutulmasının ötesinde, yarattığı sonuçlarla dünya siyasi tarihinde bir dönüm noktasını teşkil etmiştir. ABD’nin tek kutuplu bir dünya düzenine geçişte uluslar arası meşruiyet arama kaygısını ortadan kaldırarak, uluslararası güvenlik kurumlarının varlığını tartışılır hale getirmiştir. Bu durum aynı zamanda dünya barışını tehlikeye sokmuş, ABD’ artık dizginlenemeyen Nations işgalci tutumunun engellenmesini sağlayacak her türlü gücün işlevsiz kalınmasına yol açmıştır. Dolayısıyla Körfez Savaşı, uluslar arası hukuk normlarının fonksiyonellini yitirdiği ve gelecekteki siyasal konjonktürün kaotik bir düzene doğru yönelmeye başladığını göstermiştir
2-Körfez Savaşı, teorik temelleri, II. Dünya Savaşı’ndan sonra atılan ve 1989 Berlin Duvarı’nın yıkılmasıyla da pratik olarak hayata geçirilen, Yeni Dünya Düzeni projesine geçişte ilk adımı oluşturmuş; bölge, farklı yapısal özelliklerine göre parçalanma, bölünme ve dağılma sürecine sokulmuştur. Bu durum, komşu devletleri ciddi biçimde rahatsız ederek, bölgesel ağırlıklı yeni jeopolitik stratejilerin gündeme gelmesini de zaruri kılmıştır.
|