Makale Özeti:
|
Muhasebe, saf anlamda ve sadece teknik bir uygulama ya da bilim değildir; fakat daha çok sosyal, ekonomik ve kurumsal bir uygulama olarak kabul edilmektedir. Kendisini çevreleyen ekonomik ve politik dinamiklerden ve dolayısıyla ekonomik ve politik sistem seçenek ve türlerinden doğrudan etkilenmektedir. Görev ve sorumluluklar muhasebesi ve hatta sonrasında gelen çift yanlı muhasebe devriminden bu yana muhasebe beşerî ve maddî kaynakları kontrol etme aygıtı ya da sistemi olmuştur. Bir yandan şirket yönetimlerinin hakikat rejimlerini meşrulaştırmak ve bilimsel ve zorunlu göstermek, diğer yandan işçilerin hakikat rejimlerini desteklemek ve pekiştirmek için kullanılabilmektedir. Ayrıca muhasebe özel bir dil olduğu için farklı bağlamlara göre farklı anlamlar yüklenebilmektedir. Dolayısıyla, muhasebe raporlarının finansal hakikatler hakkında nasıl bir bilgi verdiği, tek ve ortak bir anlama sahip olup olamayacağı, muhasebe raporlarını hazırlayan ve kullananların gerçeklik ve anlamın inşa edilmesindeki rolü, muhasebenin farklı ideoloji ve hakikat rejimleri bağlamındaki konumu ve ayrı bir muhasebe hakikat rejiminden söz edilip edilemeyeceğinin tartışılması, muhasebeyi çağdaş ekonomi, toplum ve işletmeler içinde doğru konumlandırmaya yardımcı olabilecektir. Muhasebenin basit bir kayıt uğraşından hakikat üreten bir rejime dönüştüğü tarihsel süreç, onun kendi başına işletme sınırlarına hapsedilecek bir teori ve pratik olarak değil, içinde bulunduğu çevresel dinamikler ve toplumla etkileşim halinde, hatta büyük ölçüde onlar tarafından belirlenen ve dönüp çevresini ve toplumu etkileyen bir araç olduğunu ve muhasebe bilgileri üretilirken muhasebenin temel özelliklerinin sosyal, ekonomik ve politik güç ilişkilerinden önemli derecede etkilendiğini göstermektedir. Sözü edilen karşılıklı ilişkileri tanıma ve açıklamada sosyal muhasebe teknik muhasebeden daha çok yeterliliğe sahip görünmektedir.
|