Makale Özeti:
|
Okuma edimi, metindeki iletilerin kavranması, çözümlenmesi
değerlendirilmesi gibi devinişsel, duyuşsal ve bilişsel aşamaları bulunan karmaşık
bir süreç sonucunda oluşmaktadır. Bu süreçte okur, dil öğeleri arasında örüntüler
oluşturup yeni düşüncelerin üretilmesini gerçekleştirdiğinden edilgen değil, etken
durumdadır. Okurun bu süreçteki etkin katılımı, yazılı metnin anlamlandırılması
gereksiniminden kaynaklanır. Bu nedenle okuma ve anlamlandırma becerileri,
kâğıdın iki yüzü gibi düşünülmesi gereken tümleşik becerilerdir.
Bilgi birikiminin ve eğitim süreçlerinin temel aracı olma niteliği taşıyan
okuma ve anlamlandırma edimi, bireyin kişisel, ruhsal ve toplumsal gelişiminde
son derece kritik bir öneme sahiptir. Bu nedenle, dört temel dil becerisinden
olan okuma becerilerinin kazandırılmasında son derece bilinçli ve dizgesel
eğitim süreci izlenmelidir.
Okuma becerileri kazandırılırken dikkat edilmesi gereken noktaların, bireyin
eğitsel gelişiminde taşımış olduğu kritik önem, bu konuyla ilgili yapılan araştırma
ve çalışmaların önemini artırmıştır. Yrd. Doç. Dr. Hakan ÜLPER’in bu alanda
yapmış olduğu “Okuma ve Anlamlandırma Becerilerinin Kazandırılması” adını
taşıyan çalışması da bu bağlamda ele alınmalıdır.
Tasarlama, kaynaklara ulaşma, yazıya dökme, değerlendirme ve basım
aşamalarından oluşan yaklaşık dört yıllık bir süreç sonucu oluşturulan kitabın çıkış
noktası, okumanın doğuştan getirilen bir yetenek değil, öğretim ortamlarında
kazanılabilen/kazandırılabilen bir beceri alanı olduğu düşüncesidir. Kitabın hedef
kitlesini ise, doğrudan ya da dolaylı bir biçimde gerek öğretici gerekse öğrenici
olarak okuma ve okuma eğitimi sürecinde yer alan okurlar oluşturmaktadır.
|