Makale Özeti:
|
İnsanlık tarihi ile başladığı kabul edilen göç olgusunun günümüzdeki en önemli yansımalarının başında, uluslar arası göç ve yaşa dışı göç gelmektedir. Yasa dış özellikle 11 Eylül Saldırıları’nın ardından değişen güvenlik algılamaları nedeniyle artık güvenlik tehdidi olarak görülmektedir. Türkiye, coğrafi konumunu ve çevre ülkelere göre gelişmişliği nedeniyle uluslar arası göç ve yasa dışı göç olaylarında hem hedef ülke hem de transit ülke olarak ön plana çıkmaktadır. Ancak AB (Avrupa Birliği) kurumu Frontex kadar sıkı sınır tedbirlerine henüz sahip olmaması sonucu özellikle düzensiz göç ile ilgili veri kaydında ve verilere ulaşmada sıkıntılar yaşanmaktadır. Araştırmada, uluslar arası göçe ilişkin temel kavramlar açıklandıktan sonra dünyada yaşanan uluslar arası göç sorunun mekânsal (bölgesel ve ülkesel) dağılımına, gerçekleştiği ülkelerde neden olduğu siyasi, sosyo-ekonomik ve güvenlik sorunlarına, coğrafi konumu nedeniyle Türkiye’nin uluslar arası göç sorunundaki durumuna ve son olarak Türkiye’nin gerek kaynak ve transit gerekse de hedef ülke olarak uluslar arası göç konusunda 1923 – 2013 yılları arasında yaşadığı sürece ve sorunlara değinilmiştir. Türkiye’de yaşayan yabancılara yönelik coğrafi çalışmalarda, uluslar arası göç ve yasa dışı göçün geniş bir perspektifle fazla araştırılmamış olması, bu çalışmanın yapılma gerekçesidir. Araştırmanın amacı, günümüzde uluslar arası bir sorun haline dönüşen göç unsurunun yarattığı sorunları ve Türkiye’nin uluslar arası göç sorunundaki konumunu dönemler itibari ile ortaya koymaktır. Bu amaçla araştırma konusuyla ilgili yerli ve yabancı literatür çalışması yapılmış, sayısal veriler konu ile ilgili resmi kurumlardan, bu kurumlara ait yayımlardan ve internet sitelerinden temin edilmiştir. Elde edilen sayısal veriler tablo ve grafikler ile görselleştirilerek daha anlaşılır ve rahatça yorumlanabilir şekle dönüştürülmüştür. Araştırma konusu ve ortaya konan bulgular açısından değerlendirildiğinde, araştırmanın siyasi coğrafya ve turizm coğrafyası başta olmak üzere konu ile ilgili sosyal bilimler literatürüne kaynaklık edeceği ve konuya ilişkin fikirlere yön verebileceği umut edilmektedir.
|