Makale Özeti:
|
Sahip olduğu hâkimiyet alanı ve yönettiği nüfus göz önünde bulundurulduğunda,
Britanya İmparatorluğu tarihin gördüğü en kudretli imparatorluktu. Britanya İmparatorluğu
inşa edilirken içeride hoşgörülü, dışarıda ise baskıcı olmuştur. İngilizler, Britanya
Adası’nda yaşayan Gallileri ve İskoçları “imparatorluğu”na dâhil ederken ve daha önce
kovmuş olduğu Yahudileri sonradan bünyesine kabul edip, Fransızların hayat hakkı
tanımadıkları Huguenotlara da kucak açarken, İmparatorluğun özellikle ten rengi farklı
olan bölgelerinde, bütün kârın Britanya’ya aktığı acımasız bir sömürü düzeni kurmuş ve
gittikçe tepki çeken ve isyana neden olan ırkçı uygulamalara yer vermiştir. Yani içerideki
farklılıklara veya dışarıdaki “beyaz dominyonlarına” hoşgörü gösterirken, dışarıdaki
ten rengi farklı “ötekileştirilmiş” sömürgelerinde baskı, zulüm ve katliama girişmekten
çekinmemiştir. Bu farklı uygulama, sonuçlarını en bariz bir şekilde bağımsızlık sürecinde
göstermiştir. Hoşgörü ile davranılanların İmparatorluktan ayrılması daha ılımlı olmuşken,
ayrımcılık ve zulme maruz kalanlar isyan ve kan dökülmesine sahne olan olaylarla ancak
bağımsızlıklarını elde edebilmişlerdir. İki dünya savaşı sebebiyle maliyesi
çöken Britanya, hoşgörü eksikliğinin de olayları tahrik etmesiyle, eski kolonisi ABD’ye
satılacak hâle düşmüştür.
|