Makale Özeti:
|
Değer eylemle ortaya çıkmakta ve eylemin sonucunda bir değer yargısı belirmektedir.
Değer, hem eylemi gerçekleştirenle hem eylemle gerçekleşenle hem de eylemi değerlendirenle bağlantılı olarak varlık kazanır. Hangi çağda ve hangi kültür çevresinde yaşarsa yaşasın, insan kendini değerler dünyası içinde inşa eder. Kültür olgusu da onun bir başarısıdır ve doğaya kattığı maddi-manevi her türlü ürün de bu başarının sonucudur. İnsan; kendiyle ve kendi dışıyla sürekli etkileşimde bulunan
varlıktır. Bu ilişki iki dünya arasında sürgit devam eder: Yaratılmış nesnel dünya ve nesne dünyasından yarattığı kültür dünyası… İnsan bu iki dünyanın hem nesnesi hem de öznesidir ve “Ben bilinci her türlü değer vermenin öznedeki temelidir”. Onun meydana getirdiği düşünce ürünleriyle maddi ürünler (silahlar, eşyalar, araçlar inançlar, fikirler, kanaatler) yan yana, iç içe bulunmakta, zaman zaman birbirlerine tesir ve nüfuz etmektedirler. İşte bu sebeple, hangi çağda olursa olsun, her kültür çevresinde birtakım değerlerle karşılaşırız. Bu değerler, yapıca içkin ve aşkın değerler olarak kurulabilir. Değerlerden bir kısmı, değer vermenin öznesi durumundaki bilincin eşya ile ilişkisinden doğan değerlerdir (teknik değerler). Bir kısmı, iç ve dış duygularımızla kavradığımız şeylerle ilgili olarak ortaya çıkan sanat değerleridir ve yine bir kısmı temelini doğrudan doğruya şuurun verilerine dayalı düşünce (bilgi) değerleridir. Değerin objektifleşmesi, başka kişilere doğru açılmakla mümkündür. Etkileşime dayalı bu açılımdan doğan değerler, kişinin başka kişilerle kurduğu ilişkilerden doğduğu için, aşkın değerdir ve bu değerleri bilgiden çok inanma üzerine kurarız. Bu değerler ise, ahlak ve dindir.
|
Alternatif Dilde Özet:
|
Value appears through true action and a value judgment emerges
as a result of the action. Value comes into being in connection with the
doer of the action, the realized by the action and the evaluator. Apart
from the epoch or the cultural cycle that he lives in, human being constitutes
himself in the world of values. The fact of “culture” is his success
and any products –materialistic or spiritual- he adds to the nature are the
results of this succes. He constantly is in interaction with himself and
the others. This interaction continues between these two worlds forever:
Created objective world and the world of culture created from the world
of objects. Human being is both the subject and the object of this world
and “the conscious of I, is the basis of any sort of appreciation in the
subject”. Products of thought and materialistic products (guns, goods,
tools, beliefs, ideas and opinions ) created by him are integrated and
sometimes influence each other. That is why we encounter some values
in all cultures in any era. These values can be established structurally
immanent and transcendent. Some of the values are the ones that emerge from the conscious -as a subject of evaluation- in relation with goods (technical values). Some of them are artistic values that emerge from things we comprehend through our internal and external feelings and the others are values of thought (knowledge) directly based on data of conscious. Objectivation of value is possible only through the relations conducted with other people. Values based on these relations are transcendent since they are generated from the interaction. In short, these values are established on believing instead of knowledge. Transcendent values are moral and religion.
|