Makale Özeti:
|
Vergi literatürüne yeni bir kavram olarak giren vergi yurttaşlığı; klasik anlamda, vergi yasalarının parlamentoda
kabul edilmesinin vergi mükelleflerince kabulünü ifade etmekte iken; çağdaş anlamda vergi
yurttaşlığı, bunun yanı sıra, vergi idaresinin uygulamalarına bağlı olarak ortaya çıkan güven ilişkisi sonucunda,
vergi yasalarının mükelleflerce kabulünü de kapsayan bir kavram olarak ortaya çıkmaktadır.
Böylece vergi yurttaşlığı, mükelleflerin vergi yasalarının oluşturulması sürecine güvenmelerinden, idari
anlamda bu yasaları kabullerini de içeren bir kavram haline gelmiştir. Vergi yurttaşlığı kavramının temelinde
de üç unsurun bulunduğu görülmekte olup, bunlar; mükelleflerin vergiyi ve vergi ile ilgili yü-
kümlülüklerini yerine getirmeyi kabul etmeleri (onaylamaları), bu kabulün, sadece parlamentoda vergi
yasasının kabulüne bağlı olarak değil, aynı zamanda vergi idaresinin uygulamalarına bağlı olarak da ger-
çekleşmesi ve mükelleflerin vergiyi ve vergi ile ilgili ödevlerini gönüllü olarak yerine getirme derecelerini,
vergi idaresi ile aralarındaki “karşılıklı” güven ilişkisine bağlı olarak belirlemeleri biçiminde karşımıza
çıkmaktadır. Vergiye gönüllü uyum, vergi ahlakı ve vergi bilinci kavramlarından da farklı bir kavram olan
vergi yurttaşlığının geliştirilmesinde ise; vergi ile ilgili kararların demokratik biçimde alınması, verginin
kullanılmasına ilişkin kararların demokratik olması, mükelleflerin vergiye karşı duyarlılıklarının artırılması,
vergide okunabilirliğin sağlanması, vergi denetiminin artırılması, vergide uygunluk ilkesinin gözetilmesi,
vergide adalet ilkesinin gözetilmesi ve vergi idaresinin fiziki koşullarının geliştirilmesi etkili olmaktadır.
|