Makale Özeti:
|
Çağın, toplumun ve dünyanın bireyden beklentilerinin değişmesiyle bireyin sıkça başvurduğu okuma becerisinin tarihten günümüze birçok kez yeniden tanımlandığı görülür. Okuma becerilerinin yeniden tanımlandığı alanların başında eğitim ve edebiyat dünyası gelir. Her iki alanda da okuma hem bir amaç hem de bir araçtır. Bu nedenle, okuma alanında yaşanan gelişmelerin tamamı ya bu alanlardan kaynaklanmış ya da bu alanları etkilemiştir. Okuma becerileriyle ilgili olarak öne çıkan tanımlamaların betimlenmesiyle, tarihten günümüze okumadan neler beklendiği büyük ölçüde anlaşılabilir ve günümüz okurunun sahip olması gereken becerilerin bir çerçevesi çizilebilir. Günümüzde, ana dili öğretiminde üzerinde durulan kavramlardan biri de “üstbiliş”tir. Üstbiliş stratejilerini kullanan birey ana dili öğrenimi sürecinde, kendi öğrenme biçimini tanıyan, buna göre yöntem, teknik ve malzemeleri seçebilen, öğrenme sürecini planlayabilen, izleyebilen, denetleyebilen ve değerlendirebilen biridir. Üstbiliş becerilerini edinmiş bireyin, hayatın her alanında kullandığı okuma becerilerini de geliştirmiş olması beklenir. Bu çalışmada, disiplinler arası bir yaklaşımla eğitim ve edebiyat alanlarında okuma eyleminden tarihten bu yana neler beklendiği ve bu iki alanda günümüzde becerileri sıralanan “ileri okur” ile üstbiliş becerilerini kullanan okurun benzer özelliklerinin neler olduğu betimlenerek, Türkçe öğretiminde üstbiliş stratejilerini edinmiş bir ileri okur yetiştirmede neler yapılabileceğine dair öneriler sunmak amaçlanmıştır.
|