Derginin Adı:
|
Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi
|
Cilt:
|
2016/2
|
Sayı:
|
36
|
Makale Başlık:
|
THE PATRIARCHAL IMPLICATIONS IN THE CLEFT BY DORIS LESSING
|
Makale Alternatif Dilde Başlık:
|
DORIS LESSING’İN CLEFT ADLI ROMANINDA ATAERKİL İÇERİMLER
|
Makale Eklenme Tarihi:
|
23.01.2017
|
Okunma Sayısı:
|
1
|
Makale Özeti:
|
In her novel titled The Cleft, Doris Lessing reverses the Creation myths by depicting women as the first humans. Although Lessing presents women as the first humans, a close reading of the novel displays that the writer uses to a great extent traditional gender stereotypes and gender roles. The aim of this paper is to discuss the patriarchal implications in The Cleft to determine the writer’s views concerning the gender role development theories in the last decade of her life. In the novel, the writer presents three periods at the beginning of the history of humans. In the first period, the laziness of the Clefts, the first women, is emphasized. During the presentation of the second and the third periods the reader witnesses the establishment of gender roles and gender role differentiation. This gender role differentiation is presented as a consequence of different innate natures of females and males. The characteristics of the females and the males depicted in the novel are the same with patriarchal gender stereotypical traits. By doing so, Lessing may have indicated that gender stereotypical traits and roles are not culturally constructed, and they are not learned, but they are the inherent characteristics of females and males. This may imply that Lessing may have adopted the sociobiological accounts of gender role development, at least in the last decade of her life-span.
|
Alternatif Dilde Özet:
|
Doris Lessing, Cleft başlıklı romanında kadınları, ilk insanlar olarak betimleyerek Yaratılış mitlerini tersine çevirmiştir. Kadınları ilk insanlar olarak sunmasına rağmen, roman dikkatlice okunduğunda, yazarın büyük ölçüde ataerkil cinsiyet kalıp yargılarına ve cinsiyet rollerine yer verdiği ortaya çıkar. Bu çalışmanın amacı, yaşamının son on yılında, yazarın cinsiyet rolü gelişimi kuramlarıyla ilgili görüşlerini belirleyebilmek için, Cleft adlı romandaki ataerkil içerimleri tartışmaktır. Bu romanda yazar, insan tarihinin başlangıcındaki üç dönemi okurlarına sunar. İlk dönemde, ilk kadınlar olan Cleftlerin tembellikleri vurgulanır. İkinci ve üçüncü dönemlerin sunumu sırasında, okur cinsiyet rollerinin oluşumuna ve farklılaşmasına tanık olur. Toplumsal cinsiyet rollerinin bu farklılaşması, kadın ve erkeğin doğuştan gelen karakter özelliklerinin farklı olmasının bir sonucu olarak sunulur. Kadınların ve erkeklerin romanda betimlenen özellikleri ataerkil cinsiyet kalıp yargısal özelliklerle aynıdır. Böylelikle, Lessing cinsiyet kalıp yargılarının ve rollerinin kültürel olarak oluşmadığını ve öğrenilmediğini; bunların kadın ve erkeklerin doğuştan gelen özellikleri olduğunu göstermiş olabilir. Bu da Lessing’in, yaşamının son on yılında, cinsiyet rollerinin oluşumuyla ilgili sosyobiyolojik açıklamaları benimsemiş olabileceğini anıştırabilir.
|