Makale Özeti:
|
Türkiye ve Rusya ilişkileri 15. yüzyıl sonuna kadar giden köklü bir geçmişe sahiptir. İki ülke, 1682 yılından 1918 yılına kadar savaşlar, ittifaklar, yardımlar ve dostlukların yaşandığı yaklaşık 250 yıllık sürecin beşte birini mücadele ile geçirmişlerdi. I. Dünya Savaşı öncesi Osmanlı Devleti, aynı ittifak sistemi içerisinde yer almak amacıyla Rusya’ya yönelik girişimlerde bulunmuş ama iki ülke arasında anlaşma sağlanamadığından savaşta rakip iki ittifak grubu içerisinde yer almışlardı. 1914’te başlayan I. Dünya Savaşı, 1917 yılına geldiğinde Rusya’da devrimin kapısını aralamıştı. Rusya’nın merkezî devletlere karşı İngiltere ve Fransa’nın yanında savaşa girmesi, Romanov Hanedanının sonunu getirmiştir.Rusya’da Bolşevik İhtilali sonrası büyük değişim yaşanırken savaşın kaybedilmesinden sonra Mondros Mütarekesi ve Sevr Antlaşması sonucunda İtilâf Devletleri Türkiye’yi parçalamaya, siyasi ve ekonomik bakımdan büyük emperyalist devletlerin tam egemenliği altına girmeye mahkûm etmişti. Mustafa Kemal Paşa önderliğinde Türk halkı, bir yandan padişah yanlılarının körüklediği isyanlarla uğraşırken diğer yandan özgürlüğünü ve bağımsızlığını korumak için istilacılara başkaldırmıştı. Bu süreçte, Bolşeviklerle ilişki kurmak ve onların yardım ve desteğini almak hep ön planda olmuştur. Batılı emperyalist devletlere karşı bir tehdit oluşturan Sovyet Rusya, Anadolu’da millî bağımsızlık mücadelesinin önderleri yardım alınabilecek tek alternatifti. Bu nedenle Sovyet Rusya ile yakın ilişkiler kurulması öncelikli olarak ele alınmıştır. Buna bağlı olarak yeni Türkiye’nin en yakın dostu Sovyet Rusya olmuştur.İki ülke arasındaki düşmanlık yerini yakın bir dostluk ve güvene bırakmakla birlikte, çeşitli vasıta ve kişiler tarafından şekillendirilen ilk ilişkiler, yeni ümitlerle birlikte, birtakım sıkıntıların da ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bununla birlikte iki ülke, önce karşılıklı olarak elçiler atamış ve ardından 16 Mart 1921’de Moskova’da dostluk anlaşmasını imzalamıştır. Bu çalışmada mütareke dönemi Türk-Rus ilişkileri, Moskova Antlaşması’nın iki ülke ilişkileri açısından önemi ve sonuçları üzerinde durulacaktır.
|