Makale Özeti:
|
Öz: Yapı bozumculuk, Orhan Pamuk'un Kar isimli eseriyle ilgili
araştırmalarda bugüne kadar yöntemsel olarak neredeyse hiç rol
oynamamıştır. Romanın kendisi aslen kesin bir şekilde yapı bozumcu bir
işleve sahip olduğundan bu durum oldukça kayda değerdir. Bu yazıda
Jacques Derrida'ya benzer bir okuma yöntemi geliştirilmektedir. Önce
Derrida'nın kapalı metinlerden değil, bilakis “farklılıklar ve izlerin izleri“
gibi evrensel metin anlayışından yola çıkan kavramlar hakkında bilgi
verilip, bu görüş Kar-Mecazı ve Franz Kafka'nın Şato adlı eseri
bağlamında örneklendirilmektedir. Bu bağlamda ayrıca son bahsedilen ile
tüm anlamsal varoluşa ilişkin engellenen “différance“ kavramı
incelenmektedir. Sonrasında çalışma, Kar'daki genç kadınların arasında
baş gösteren karmaşık bir başörtüsü sorunsalı ile bağlantılı “intihar
salgını“nı ele alarak devam etmektedir. Romanın kahramanı Ka, nafile bir
şekilde intiharların sebeplerini araştırmayı denemektedir. Çünkü
görüleceği üzere, her bir olayın ardında “différance“a uygun bir şekilde
gelişen kendine özgü anlayış değişkeleri yatmaktadır. Yapı bozumcu bir
eser hikâyesini, geliştirilen tezin son bölümünde olduğu gibi bir eser
olmadan anlatan anlatıcı Orhan, kendi içinde bir problemi de Anlamak
olgusunu ortaya koymaktadır. Duruma bu yönden bakıldığında Pamuk’un
romanının büyük bölümünü ele alan Ka’nın Kar'ı adlı şiir kitabı da
meçhuldür. Fakat anlatıcı, şiir kitabı hakkındaki bilgileri asıl kitabın
yerine geçirerek, Pamuk’un Kar'ını zorunlu olarak eserin oluşumuna katkı
sağlayan sosyal süreçte ortaya koymuştur.
|