Makale Özeti:
|
Kentleşme sürecinde en başta fiziksel ve kültürel uyumsuzluk sorunları yaşanmaktadır. Bu uyumsuzluk, güvensizlik ortamının oluşmasına yol açmış; kent merkezlerine uzak, kendi içine kapalı yeni yaşam alanları ortaya çıkmıştır. Lüks site tipi bu alanlar, soylulaştırma projeleri olduğu gerekçesiyle eleştirilmektedir. Bu projelerin kontrollü bir yaşam alanı ve seçkin bir yaşam kültürü oluşturma kaygısı, eğitim yapılarının mimari kriterlerini de yeniden belirlemiştir. Bugün okul binaları, kent merkezlerine uzak yer seçimlerinden Selçuklu, Osmanlı motifleri taşıyan cephe düzenlerine dek her yönüyle gündemdeki tartışma konularından biridir. Bu nedenle çalışmada rekreasyon alanları, spor ve alışveriş merkezleri ile kendi içinde kent olan kampus okullar ve cepheleri güzelleştirilen kent içindeki okullar değerlendirilmektedir. Bugün anaokullarından üniversitelere farklı kademelerdeki okullar, eğitim sistemlerinin yanı sıra bina tasarımlarıyla da öncelikli tercih olabilmenin peşindedir. Dolayısıyla toplumsal değerlerin ve beğenilerin değişmesi, yalnızca eğitim sistemlerini değil eğitim yapılarını da değiştirmiştir. Bu bağlamda bu çalışmadaki değerlendirmenin eğitim bilimleri, şehircilik ve mimarlık gibi farklı alanlarda yapılacak disiplinlerarası eleştirel çalışmalara katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
|