Derginin Adı:
|
Beytulhikme An International Journal of Philosophy
|
Cilt:
|
2012/2
|
Sayı:
|
4
|
Makale Başlık:
|
The Ambiguity of the Community as an Ideal and Practice: A Philosophical Approach
|
Makale Alternatif Dilde Başlık:
|
İdeal ve Uygulama Olarak Cemaat Kavramının Müphemliği: Felsefî Bir Yaklaşım Denemesi
|
Makale Eklenme Tarihi:
|
8.03.2013
|
Okunma Sayısı:
|
1
|
Makale Özeti:
|
In this article, the main focus is to delve into the different and contentious meanings of community as a distinguished mode of social organization by appealing to two distinguished thinkers: Ferdinand Tönnies and John Dewey. The idea of community can be read as a resistance point against the dissolution of communal life answering the loss of our sense of connectedness, but it maintains the oppression of the individual for the sake of community as well. In order to grasp these various aspects of community, at first, I will turn back to the idea of community as it is explained in Tönnies’s work, Community and Society, in relation to Dewey’s Public and its Problems and then I will ask if the utopian communities failed as Marx proposed or they have still something to tell us. In conclusion, I will take up utopian experiments and the contribution of Afro-Americans’ experiences to the idea of community. In doing so, I aim at pointing out whether we find a historical ground for Dewey’s identification of community with democracy. For he is reluctant to give us a ready-made prescription.
|
Alternatif Dilde Özet:
|
Bu çalışmanın temel konusu özgün bir toplumsal örgütlenme biçimi olarak cemaatin farklı ve tartışmalı anlamlarının Ferdinand Tönnies ve John Dewey gibi iki özgün düşünüre başvurarak incelenmesidir. Cemaat nosyonu müşterek yaşam biçimlerinin çözülmesi karşısında kaybolan aidiyet duygusuna karşı bir direnç noktası olarak okunabilir. Diğer taraftan, bireyin cemaat değerleri uğruna baskı altına alınmasının da sebebi olabilir. Cemaat kavramının bu farklı veçhelerini kavramak için, ilk olarak, Tönnies’in Community and Society yapıtına Dewey’in Public and its Problems ile ilişkisi içerisinde değinilecek, sonra ütopyacı cemaatlerin Marx’ın iddia ettiği gibi başarızlıkla sonuçlanıp sonuçlanmadığı ya da bu deneyimlerin hala bize hitap edecek bir şeyleri olup olmadığı tartışılacak, ardından ütopyacı cemaatler ve Afro-Amerikalıların kölelik deneyiminin cemaat nosyonuna katkıları incelenecektir. Bununla niyet edilen, kendisi hazır bir reçete vermediğinden, cemaat deneyimini demokrasi ile özdeşleştiren Dewey’in savının tarihsel olarak temellendirilip temellendirilemeyeceği sorusuna bir yanıt aramaktır.
|