Derginin Adı:
|
dumlupınar üniversitesi sosyal bilimler derggisi
|
Cilt:
|
2018/1
|
Sayı:
|
56
|
Makale Başlık:
|
ADANA ve KOLERA (1890-1895)
|
Makale Alternatif Dilde Başlık:
|
ADANA and CHOLERA (1890-1895)
|
Makale Eklenme Tarihi:
|
16.05.2018
|
Okunma Sayısı:
|
1
|
Makale Özeti:
|
Bulaşıcı hastalıklar, tarih boyunca insan varlığını tehdit eden önemli etkenlerden birisi olmuştur. Nüfus hareketlerinin de etkisiyle hızla yayılan bu hastalıklar, neden oldukları can kayıplarıyla toplumlar için büyük tehlike arz etmişlerdir. İnsanoğlunun tarihi süreç içerisinde yaşadığı en önemli salgınlar ise veba ve kolera gibi hastalıklardan kaynaklanmıştır. Bunlardan kolera, 19. yüzyılın ilk yarısında Hindistan’da ortaya çıkmış ve kısa sürede hızla yayılarak birçok ülkeyi etkisi altına almıştır. Bu süreçte hastalıktan, sahip olduğu geniş toprakları ve insan varlığından dolayı Osmanlı Devleti de etkilenmiştir.
Koleranın Osmanlı coğrafyasında görüldüğü yerlerden birisi de Adana’dır. Genellikle hacılar vasıtasıyla şehre gelen hastalık, kısa sürede salgına dönüşerek Anadolu içlerine doğru yayılma emareleri göstermiştir. Bu nedenle hastalık tespit edilir edilmez müdahale edilerek yayılmaması için gerekli önlemler alınmaya çalışılmıştır. Bu bağlamda denizden ve karadan karantina uygulandığı gibi şehrin Anadolu’ya kapılan açılan kapıları olan Pozantı ve Haçin’de tahaffuzhane oluşturularak şehre giren çıkanlar belirli süre gözetim altında tutularak kontrolden geçirilmişlerdir. Alınan önlemlerin olumlu sonuçlarının görülmesi ve hastalığın etkisini azaltmasıyla birlikte de tahaffuzhaneler kaldırılarak karantina uygulamasına son verilmiştir. Ancak bu süreçte salgından dolayı birçok kişi hayatını kaybetmiştir.
|
Alternatif Dilde Özet:
|
Infectious diseases have been one of the major threats to human beings throughout history. These diseases spread rapidly due to the influence of the population movements and pose a serious threat to the societies due to loss of lives. The most significant epidemics experienced by human beings in the historical process were originated in infectious diseases such as plague and cholera. Cholera developed in India in the first half of the 19th century and was quickly disseminated in many countries. In this process, the Ottoman Empire was affected by this infectious disease due to its territorial wideness and human existence.
The cholera epidemic in Adana between 1890 and 1895 is the subject of this article. For, Adana was one of the important places where cholera was seen within the Ottoman frontiers. The disease was usually disseminated in the city via the pilgrims and then spread to Anatolia in a short period of time. For this reason, the necessary measures were taken in order to prevent dissemination of the disease immediately after it was diagnosed. In this context, the harbor of the city was kept in quarantine and the people who entered and left the city were kept under observation for a certain period of time by creating lazaretto in Pozantı and Haçin, the doors of Anatolia. After the positive results of the precautionary measures were observed and the adverse effects of the disease were lessened, the lazaretto was abolished and the quarantine was ended. However, many people lost their lives in Adana between 1890 and 1895 due to the epidemic. Finally, this article argues that the cholera epidemic spread to Adana via mobile population and infected population were controlled by the quarantine method in order to prevent the epidemic.
|