Makale Özeti:
|
Küba Füze Krizi ya da Türkiye’deki algılanış biçimiyle Jüpiter
Füzeleri Krizi, Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Türkiye’ye,
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (SSCB) ise Küba’ya nükleer
başlıklı füzeler yerleştirmesi sonucunda ortaya çıktı. Söz konusu kriz,
Soğuk Savaş Dönemi’nde her iki bloğun başat gücünü ilk kez ciddi
manada karşı karşıya getirmekle birlikte dünyayı da nükleer bir savaş
tehdidi ile karşı karşıya bırakacaktı. Krizin aktörleri ABD ve SSCB olsa
da Türkiye de bu krizden ziyadesiyle etkilenecekti. Zira ABD’nin,
Sovyetlerin Küba’daki füzelerini kaldırması karşılığında Türkiye’de
konuşlandırılan Jüpiter füzelerini Ekim 1962’de kaldırmayı kabul etmesi,
Türkiye’yi de bu krizin bir parçası haline getirecekti. Türk-Amerikan
ilişkileri tarihinde önemli bir yeri olan Jüpiter Füzeleri Krizi farklı
boyutlarıyla da ele alınması gereken bir konudur. Şöyle ki, şimdiye kadar
yapılan çalışmalarda söz konusu krize daha çok devlet adamlarının nasıl
baktığı, nasıl bir çözüm ürettiği ve iki ülkenin diplomasi tarihindeki yeri
açısından ele alındığı görülmektedir. Oysaki krizin her iki ülkenin
kamuoyu tarafından nasıl algılandığı da oldukça önemlidir. Zira
devletlerarasında yaşanan krizler bazen kamuoyunda çok farklı
algılanabilmektedir. Bu minvalde, tebliğde Jüpiter Füzeleri Krizi’nin iki
ülke ilişkilerini nasıl etkilediği sorgulanmakla birlikte, daha çok iki
ülkenin kamuoyunun bu krizi algılayış biçimine ağırlık verilmiştir.
Basının işlevinin ve bu kriz sırasındaki tutumunun Türk-Amerikan
ilişkilerine bir etkisi olup olmadığı da sorgulanmıştır. Bu amaçla, iki
ülkede neşredilen gazete ve dergilerin yanı sıra arşiv kaynaklarından da
yararlanılmıştır.
|