Makale Özeti:
|
Kent gibi bazı kavramlar vardır ki insanların hayati önem verdikleri konuların ortak ilgi alanını oluşturur. Başka bir anlatımla kent sadece mimarinin, mühendisliğin değil en az bunlar kadar ekonominin, ahlakın, felsefenin ve dinin temel ilgi alanlarından biri olarak geçmişten günümüze değin önemini korumuştur. Kentler sadece korunma, barınma mekânları değildir, insanın kendini gerçekleştirme, ahlaki olgunluğunu tamamlama açısından vazgeçilmez öneme sahiptir. İnsanlar önce kentleri, sonra da kentler insanları inşa eder. Çalışma, bir yönü ile bu karşılıklı ilişkiden hareketle geliştirilen Ütopyacı geleneği konu edinmektedir. Antik Yunan’dan Modern döneme kadar ortaya konulan ütopyacı gelenekten yola çıkarak Bayburt üzerinden mütevazı bir ütopya denemesine teşebbüs edilmektedir. Sonuç olarak Ütopyacı geleneğin, modası geçmiş ve hayaller silsilesi olmadığı, Bayburt özelinden hareketle Türkiye’de kent sorunlarının çözümü için alternatif bir yol olabileceği vurgulanmıştır.
|