Derginin Adı:
|
Littera Turca Journal of Turkish Language and Literature
|
Cilt:
|
2020/6
|
Sayı:
|
3
|
Makale Başlık:
|
KIBRISLI HİLMÎ’NİN KAHVENAMESİ
|
Makale Alternatif Dilde Başlık:
|
THE KAHVENAME OF HİLMÎ OF CYPRUS
|
Makale Eklenme Tarihi:
|
6.03.2021
|
Okunma Sayısı:
|
0
|
Makale Özeti:
|
Kıbrıs, II. Selim’in saltanat yıllarında, 1571 yılında Osmanlı Devleti’ne katılmıştır. Osmanlının iskân faaliyetleri doğrultusunda
Ada’ya Anadolu’nun çeşitli bölgelerinden Türklerin yerleştirilmesiyle Ada, çok geçmeden bir Türk yurdu hâline dönüşmüştür.
Anadolu’dan adaya giden Türklerin kendi maddi ve manevi değerlerini de beraberinde getirmesiyle kültür ve sanat alanında
çeşitli gelişmeler meydana gelmiştir. Bu gelişmeler dil, edebiyat ve folklor ürünlerine de yansımıştır. İlk dönemde özellikle
klasik Türk edebiyatı geleneğine bağlı şairler boy göstermiştir. Kaynaklarca Osmanlı Dönemi Kıbrıs Türk Edebiyatı (1571-
1878) olarak adlandırılan bu dönemde Misâlî (1607), Zekâî (1648), Siyâhî (1710), Naîb (1717), Ârif Efendi (1725), Hızır Dede
(1727), Musîb veya Musîb Mehmet Efendi (1754), Müftü Hasan Hilmî Efendi (1847), Hacı Hasan Tahsin Bey (1861), Yusuf
Ziya (1869) gibi şairler yetişmiştir. 19. yüzyılda ise bu halkaya Eski Zağralı Handî, Şemʻî, Sezâyî, Hakkı, Hâtif, Nâdirî, Sâlim,
İffet, Kerîmî, Tekî, Müftü Râci Efendi gibi isimler dâhil olmuştur.
Osmanlı döneminde Kıbrıs’ın en önemli şairi hiç şüphesiz Hilmî’dir. Sultan II. Mahmut devrinde sultanü’ş-şuʻara unvanı ile
taltif edilen şair, kasideleri ve Nâbî tarzında yazdığı manzumeleri ile tanınmıştır. Şair, Şeyh Gâlib, hatta Nedîm tesirinde şiirler
de kaleme almıştır. Hilmî, II. Mahmut devrindeki yeniliklere de kayıtsız kalmamış, dönemin önemli gelişmelerinden biri olan
“fes”i şiirlerine konu etmiştir. Bunun yanı sıra toplumda oldukça ilgi gören kahveyi de şiirine malzeme yapmıştır.
Kahve, edebiyatımızda çeşitli vesilelerle kendine yer bulmuştur. Bazen bir beyitte, bazen atasözü ve deyimlerimizde, bazen
türkü, mâni ve tekerlemelerde çeşitli benzetmeler içinde yer almış, bazen müstakil bir mesnevi konusu ve bazen de bir
gazelin öznesi olmuştur. Bazen de Hilmî’nin gazelinde olduğu üzere bir manzumenin redifi olarak kendini göstermiştir.
Bu çalışmayla Hilmî’nin “kahve” redifli yedi beyitten oluşan yek-ahenk gazeli şekil ve muhteva yönünden tanıtılacaktır.
|
Alternatif Dilde Özet:
|
Cyprus became part of the Ottoman Empire in 1571 during the reign of his majesty Sultan Selim II. Before long, the
Ottomans populated with Turks from various parts of Anatolia, bringing with them their own physical and sentimental
values, and thereby transforming it into very much a Turkish island. This of course led to the emergence of a flourishing arts
and culture scene that had also spilled over into the realms of language, literature, and folklore. Dominating particularly the
early period of that was poetry composed in the classical Turkish literary tradition—dubbed by scholars as ‘Ottoman Cypriot
Turkish Literature’ (1571-1878). Misâlî (1607), Zekâî (1648), Siyâhî (1710), Naîb (1717), Ârif Efendi (1725), Hızır Dede (1727),
Musîb veya Musîb Mehmet Efendi (1754), Müftü Hasan Hilmî Efendi (1847), Hacı Hasan Tahsin Bey (1861), and Yusuf Ziya
(1869) stand out among those who had been reared within this tradition. Likewise, the 19th century introduced us to such
poets as Eski Zağralı Handî, Şemʻi, Sezâyî, Hakkı, Hâtif, Nâdirî, Sâlim, İffet, Kerîmî, Tekî, and Müftü Râci Efendi, among
others.
The above said, Hilmî is undoubtably Ottoman Cyprus’s single most important poet. Christened Sultanü’ş-Şu’ara (the Poet of
the Sultan), he is known for his kadises and poetry composed in the Nâbî style for Sultan Mahmut II. He had also composed
poems for Sheikh Gâlib and Nedîm as well. The developments that took place during that period are not to go unnoticed
either—one of which being his incorporation of the ‘fez’ hat in many of his poems, alongside poetry about coffee, which took
the local populous by storm.
Coffee as made its way into Turkish literature in the form of similes in couplets/verses, proverbs, idioms, folk music, mani
poems, and tongue twisters, alongside as a theme in and of itself, and as subject of ghazelles. Hilmî’s own odes/poetry are
no exception to this rule.
This study will look the form and as well as contents of Hilmî’s ‘Coffee,’ a ghazelle containing a seven-line ‘yek-ahenk
couplet.
|